SOĞUK ALGINLIĞININ BELİRGİN BİR TEDAVİSİ YOKTUR
Hastalığın genellikle 7-14 gün içinde iyileştiğini kaydeden Dr. Kanber konuşmasına şöyle devam etti:
"Bazen sinüzit, orta kulak iltihabı, bademcik iltihabı ve akciğer enfeksiyonları gibi komplikasyonlar nedeni ile seyir uzayabilir. Soğuk algınlığının belirgin bir tedavisi yoktur. Ortaya çıkan belirtilere göre tedavi şekillendirilir. İstirahat ve stresten uzak durma vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder. Tedavide bilinmesi gereken en önemli ve en çok hata yapılan nokta, tedavide antibiyotiklerin yerinin olmamasıdır. Nezle ve grip durumlarında antibiyotik kullanımının bir yararı olmadığı gibi, hastanın karaciğer ve böbreklerinin işlevlerini ağırlaştırır ve ayrıca mikropların antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine de neden olur. Semptomları azaltmaya yönelik olarak; nemlendirici veya buhar kullanımı, gerektiğinde kullanılmak üzere bebeklerde serum fizyolojik olmak üzere burun açıcı spreyler, büyük çocuklarda pastiller ve boğaz spreyleri, ağrı-ateş varlığında parasetamol veya ibuprofen içeren ilaçlar verilebilir. Öksürük şurupları çoğunlukla yararsız ve bazıları zararlıdır. Öksürük şurupları; yeterli sıvı verilmesi ve soğuk buharın etkisinden daha fazla etki göstermezler.”
C VİTAMİNİ ZENGİN MEYVELER TÜKETELİM
Hastaların destek tedavisi olarak bol sıvı, portakal, mandalina, kivi ve greyfurt gibi C vitamininden zengin meyveler, zencefil, limon, tarçın, adaçayı, ıhlamur, kuşburnu, propolis ve ekinezya çayı tüketebileceğini ifade eden Kanber "Soğuk algınlığından korunmak için; çocuklara el yıkama tekniğini ve alışkanlığını kazandırın. Oyuncakları ve dokunabileceği yüzeyleri her gün temizleyin. Çocuğun bulunduğu kapalı ortamın iyi havalandırıldığından emin olun. Çocuklara öksürüp-aksırdıkları zaman atılabilir kağıt mendil kullanmalarını öğretin. Öksürüp-aksırma sırasında ağzı el ile kapamak mikropların her yere daha kolay yayılmasını sağlayacağından yapılmamalıdır” şeklinde konuştu





