Trabzon gerek spor gerek iş gerekse de siyaset dünyasında her zaman hem şehrine hem de ülkesine kazandırdığı değerlerle her zaman adından övgü ile bahsettirmiş bir şehirdir. Bu şehrin dinamiklerinde öylesine güzel tarihi gelenekler vardır ki bu gelenekler babadan oğula asırlık çınarlar gibi her zaman dimdik ayakta durur. Başarılı olmak onların adeta genlerinde vardır. Trabzon ticaretine, iş dünyasına tam 92 yıldır hizmet veren ve büyük bir marka olan Onur Pazarlama Ticaret ve Limited Şirketi, bu şehrin ticari geleneğinin  her zaman önemli yerinde olan bir isim olarak öne çıkmaya devam ederken, bu geleneğin başındaki isim ise genç, başarılı, aynı zamanda mütevazi ve Trabzon'un geleceğine damgasını vurmaya çalışan bir işadamı; Nezih Onur... Onur, aynı zamanda Trabzon Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı olarak da yönetimi ile birlikte önemli projeler geliştirip 'Daha yaşanılabilir bir Trabzon' noktasında büyük uğraşlar veriyor. Onur, 2007 yılından bu yana yönetimlerinde görev aldığı TSİAD'ın 10. Başkanı. Sonnokta olarak bugünkü konuğumuz Başkan Nezih Onur oldu. Biz sorduk, Onur içtenlikle cevapladı.

DERNEK ÜYELERİMİZ TRABZON EKONOMİSİNE YÖN VERİYOR

  • Başkanlıkta bir yılınızı doldurdunuz? Yıllarca yöneticilik yaptığınız dernekte şimdi başkansınız? Neler söylemek istersiniz?
TSİAD Trabzon’un en eski sivil toplum örgütüdür. 1995 yılında kuruldu. Bu güne kadar çok değerli isimler derneğimize başkanlık etti. Üyelerimiz Trabzon’un en önde gelen isimleri olarak ihracatta ve vergide şehrimize çok şeyler kazandırıyor. Baktığınız zaman Oltan, Sabırlar, Özgün Gıda, Hekimoğlu gibi bütün sanayiciler bizim derneğimizin çatısı altında toplanmış. İhracatta çok ciddi bir pay alıyoruz. Trabzon’da KDV’de, kurumlar vergisinde ve daha bir çok alanda TSİAD üyelerini hep önde görebilirsiniz. Bu da bize mutluluk veriyor. Sivil toplum örgütleri topluma faydalı konularda öncü olmak isterler. Biz de bu amaçla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

TURİZM ŞEHRİ TRABZON

  • Son günlerde çok önemli bir proje ile gündemdesiniz?
Evet görevimizde bir yılımızı doldurduğumuz bu günlerde  ‘Daha yaşanılabilir turizm şehri Trabzon’ isminde yaptığımız bir turizm çalışması var. Şehrimizi ön plana çıkaracak, içinde yaşadığımız şehirde bizim de mutlu olabileceğimiz, severek uzun yıllar ailemizle çocuklarımızla yaşayabileceğimiz mutlu bir şehir yaratmak istedik. Bunun yolu da turizmden geçiyor. Turizmi nasıl etkin hale getiririz. Bununla ilgili çok toplantılar ve ziyaretler yaptık. Bu istişareler toplam 8 ay sürdü. Görüştüğümüz herkes bu konuda çok istekli ama tüm bu sorunlar aşabilmemiz için birbirimizle daha koordineli olmamız gerektiğini düşünüyorum.

ORTAK AKIL PLATFORMU

  • Kimleri ziyaret ettiniz ve istişarelerde bulundunuz? 
Trabzon Valisi Abdil Celil Öz önderliğinde; Trabzon Valiliği İl Kültür Müdürü İsmail Kansız, İl Planlama Müdürü Veysel Başer, TURSAB Bölge Yürütme Kurulu Başkanı Suat Gürkök, Kent Konseyi Başkanı Mustafa Yaylalı, Trabzon Mimarlar Odası Başkanı Saim Adanur, DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Proje Koordinasyon Ofisi Koordinatörü Ümit Orhan başta olmak üzere çok sayıda üyemizle de uzun süren istişarelerde bulunduk.

BİZ MUTLU OLMALIYIZ Kİ TURİST DE OLSUN

  • Sizi turizm konusunda yapılan diğer çalışmalardan ayıran nedir? 
Vali Bey bu projeyi çok destekliyor. Bu da bizi oldukça mutlu etti açıkçası. Biz aslında Valimizden Trabzon turizm sektörü stratejisi sonuç raporunda da yer alan Turizm Konseyi’nin  kurulmasını istedik. İkinci olarak ‘turizme yönelik araştırma merkezi’ ve ‘kentsel gelişim vakfı’ bir an önce hayata geçirilmelidir. Bu üç unsur aktifleştiği anda eksiklerin tespiti, takibi ve giderilmesi kolaylaşacaktır.  Biz mutlu olalım ki turist de mutlu olsun. Turizm konseyi turizme yönelik araştırma geliştirme kentsel gelişim vakfını çalışmalarımızın yürümesi için olmazsa olmazımız olarak görüyoruz.

YENİ LOKASYONLAR BELİRLEYİP TANITMALIYIZ

  • Güzel doğamıza ve tarihi yerlerimize rağmen neden turizmde geri planda kaldık?
Biz öncelikle en önemli eksikleri belirleyip bir hareket planı yola çıktık. Tabi ki bu konuda daha önceden de yapılan çalışmalar var. Bu çalışmaları da göz ardı etmiyoruz. Bizim için en önemli nokta lokasyonların bilinebilirliğini arttırmak. Trabzon’a gelen insan Sümela Manastırı, Uzungöl ve Ayasofya Müzesi’ne gidiyor. Başka lokasyonumuz yok. Ne bir tarihi müzemiz, ne bir kent müzemiz var. Olanları da biz yeterli bulmuyoruz. Yeni lokasyonlar yaratmalıyız. Yurt dışına gidiyoruz. Mesela Roma’da Roma kart var. İki üç günlük kart alıyorsun. Her yere bedava girebiliyorsun. Ulaşımdan bedava yararlanıyorsun.  Tüm yetkililer aslında her sorunu biliyor ama sorumluluk alma noktasında bir takım nüanslar eksik kalıyor. Herkes kendi istediği şeyin yapılmasını istiyor. Böyle olunca da sonuç alınamıyor. Bu işlere biraz global bakmak lazım.

TURİZM BÜROMUZ TUVALETİN YANINDA

  • Turizm konusunda şehirde gördüğünüz en temel eksiklikleri neler?
Her şeyi bir tarafa bırakalım. Bir kere doğru dürüst bir turizm enformasyon büromuz yok. Olan da yerin altında, tuvaletin yanında. Meydan Parkı’nın iki baş tarafına kulübe konulabilir. Londra’daki telefon kulübeleri gibi kırmızı kulübeler dizayn edilebilir. Bunlar çok basit şeyler. Bunların ücretlerini biz de karşılarız. Baktığınız zaman şehre gelen yerli veya yabancı turist için bir kere haritamız yok. Her şey İl Turizm Müdürlüğü’nden beklenmiş. Harita yapmak çok zor bir şey değil. Yurt dışındaki otellerde gidiyorsunuz. Şehrin haritası koyulmuş resepsiyona. Şehrimizle kopuk yaşıyoruz. Otelci de işin içine dahil olmuyor. Hep birbirlerinden bir şeyler bekliyorlar. Hemen paraya odaklanıyoruz. 

TURİZMDE EKSİKLERİMİZİ GİDERMELİYİZ...

  • Şehrin temel turizm potansiyelleri ne size göre? 
Şehrimizin kültür, yayla ve iş turizmi olarak 3 temel potansiyeli olduğunu düşünüyoruz.  Kültür turizminde Trabzon bir tarih kenti olması nedeniyle çok sayıda kültür varlığını bünyesinde barındırıyor. Kent dahilinde 983 adet tescilli kültür varlığı var. Bunlar  en bilinenleri arasında Sümela Manastırı, Kızlar Manastırı, Atatürk Köşkü yeralıyor.. Kültür turizmi sayesinde şehre önemli bir turist girdisi sağlanmaktadır. Bir diğeri yayla turizmi. Yayla turizmini doğru pazarlamıyoruz. Bu alanlarının iyileştirilmesi, yol sorunu çözülmeli. Yaylalarda küçük butik işletmeler olmalı. Oradaki Ahmet amcalar, Mehmet amcalar evinin bir odasını butik işletmeye dönüştürebilir. Bu Avrupa’da çok kişinin yaptığı bir şey. Her yıl yapılan yayla şenlikleri de büyük ilgi çekmektedir.  Ve iş turizmi. Otel yatırımlarımız başladı. Oteller tamamlanınca gerekli kongre ve sempozyumlar şehrimizde daha sıklıkla düzenlenecektir..

TRABZON’UN TURİZMDEN BAŞKA KURTULUŞU YOK

Benim beğenmediğim şeyi turist beğenir mi? Gidiyoruz başka şehirlere bakıyoruz. Bir Eskişehir var mesela. Biz onlardan niye geriyiz. Bizim denizimiz varken değerlendiremiyoruz orada deniz yok, deniz yapmışlar. Biz denizimizde bir hat kurup vapurla gidip gelmeyi yapamamışız. Eskişehir’de gölde tur düzenleniyor. Bizim şehrimizin turizmden başka kurtuluşu yok. TSİAD yönetimindeki hiçbirimizin alanı turizm değil. Biz elimizi taşın altına koyma noktasında böyle bir proje yapıyoruz. Trabzon’da ne yazık ki misafirlerimizi ağırlayacağımız şık bir yer yok. Artık şehrimize el birliğiyle sahip çıkmalıyız. Hep bir şeyleri kötülüyoruz. Eğer  Trabzon’un kalkınmasını istiyorsak Arap turistlere de İranlılara da ihtiyacımız var.

GAZİPAŞA CADDESİ’NE TRAMVAY YAPILMALI

Şehrin görselini  daha da arttırmak istiyoruz. Üstü açık otobüslerle turistler şehir turu atsın. Kruvaziyer turizminde 30-40 gemi geliyor. Gelen turistler genelde 60-80 yaş arası. Bu insanlar yürüyemiyor. Meydana girmeleri için otobüsle bir ulaşım olması ve park edecek alanların belirlenmesi gerekmektedir. Kunduracılar’da gezeceklerki alışveriş yapsınlar. Bu şartlarda gemiden inmiyorlar bile. Biz ayrıca tramvay istiyoruz. Bu çok basit bir şey. İnsanlar buna binmek için bile şehrimize gelirler. Ortahisar ve Büyükşehir belediye başkanları bunu yapacaktır. 

İNSANLAR ARTIK KARADENİZ’E YÖNELDİ

  • İnsanların artık Güney’e veya Ege’ye gitmekten sıkıldığını düşünenlerden misiniz?
Ben de dahil insanlar önceden daha çok Antalya’yı veya Ege’yi tercih ederdi. Evet şimdi herkes oralardan kaçmaya başladı. Artık dinlenebilecekleri, huzur bulacakları, yeni  keşifler yapacakları sessiz yerler istiyorlar. Bunun için öncelikle yaylalar çok önemli.  Bir önemli nokta da sanat şehri olamıyoruz. Sadece bir tiyatromuz kalmış. O da arada derede bir yerde. İçinde balo salonuyla, çocuk sanat faaliyetlerinin de yer aldığı bir kültür kompleksi hayata geçirilmelidir. 

EBRU TAVŞAN / SÖYLEŞİ