Yıllar önce adliyede şiddetli geçimsizlik ile oluşan boşanma davasını izledim, iki yıl süren dava bir şekilde sonuçlandı.
Şahitler vs. Son celsede iki tarafın da avukatları olduğu halde son sözü eşlerden duymak istedi hakim, ilk sözü erkeğe verdi.
“Tüm deliller ve şahitler senin aleyhinde, sürekli darp ve şiddet oluşturduğunuz kanıtlandı, eşinde senden razı değil, son sözün nedir?”
“Sayın hakim bey, son söz daha kalmadı, sıkışan ve sürekli olumsuz yaşamı eşim hak etmedi, bugüne kadar bana katlandı, onu çok üzdüm, sizin karşınızda da sıkılıyorum, işin en büyük zorluğu mahkemede bugün sonuçlanacak davada helallik isteyecek kadar yüzüm yok, takdir sizin efendim.”
Hâkim, aynı soruyu, boşanma davası açan eşine sordu: “Bayan, eşinin dediklerini duydun, avukatlarınızda var, ne söylemek istersin.”
“Hâkim bey, bunca zaman evliyiz, bu adamın derdi çekilmez, bir gün bile bana rahatlık vermedi, zor şartlarda beni yaşattı, yüzüm bunun yüzünden gülmedi, öyle zaman oldu ki bunu öldürmek istedim, ancak yapamadım, ne yapacağımı şaşırdım, fakat sayın hakim bey, bununda kabahati yok, ortam ve hayat şartları içerisinde eşim yol alamadı, buna da açıyorum, boşanır isek ne olur ikimizin hali, özellikle eşimin durumunu düşündüm, Allah kimseyi içinden çıkamadığı işlerle imtihan etmesin. Biz iki can olduk, şimdi boşanma gerçekleşir ise bunun durumu ne olur, bensiz mutlu olur mu acaba diyorum, sayın hâkim bey, yüce Allah’ın bir bildiği vardı ve bizi bir araya getirdi, buna da şükredelim, onun için ben eşimden ayrılmak istemiyorum, bu sürelerde sizleri derdimize ortak ettik hâkim bey, hakkınızı sizde helal edin efendim.”
Evet, bu mahkeme süresince içinde kendi kişisel olgu olan iki tarafın şahitleri, avukatlar, hepsi kendi hesabını yaptı.
Bu yaşamın, yarın ne getireceğini kimse kestiremedi kestiremez de. Bugün bildiğin, yarın mazi olur.
Öteki taraf, yani nihai hayatı düşünerek yaşayan bizlere düşen görev, düşünce içerisinde mahkum olmadan, gerçeklere odaklanmak gerekir diye düşünüyorum.
Kısa ve öz hayatın, bugünü sizi hoşnut kılar, yarın ve öbür günü, daha sonrasında neler olacağını bilme şansımız olmadığına göre, hoşgörü ve şefkati elden bırakmamak gerekir diye düşünüyorum.
Sonuç itibariyle, imtihan hepimizin önüne verilecek beyaz kağıtta gizlidir.
Sağlık dileklerimle.