Trabzon’un Araklı ilçesi Taşönü Mahallesi’nde 2020 yılında faaliyete geçen Katı Atık Entegre ve Bertaraf Tesisi; yalnızca çevreyi değil halk sağlığını da tehdit eden, kötü yönetimin somut bir örneğine dönüşmüştür. Bölge halkının yaşam kalitesini düşüren bu tesis hakkında kamuoyunu bilgilendirmek ve somut sorunlara çözüm bulmak amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum’a 12 maddelik bir yazılı soru önergesi sunduk.
“Sorular görmezden gelindi”
Ancak Bakanlıktan gelen cevap; halkın endişelerini ciddiye almayan, sorularımızı doğrudan yanıtlamayan birtakım ifadelerle dolu fakat içi boş bir metinden ibarettir. Özetle yanıt verdiler ama cevap vermediler! Bizim yönelttiğimiz sorular son derece açık ve somuttu.
Bakanlık, soruların hiçbirine doğrudan ve doyurucu bir cevap vermemiştir. Yanıtlar; sadece “2018’de ÇED olumlu raporu verilmiştir” ve “Bugüne kadar 67 denetim yapılmış, 3 kez idari yaptırım uygulanmıştır” şeklindeki klişe bilgilerle sınırlı kalmıştır. Ne koku sorunu ne kapasite aşımı ne de çevre riskleriyle ilgili tek bir açıklama yapılmamıştır.

“Denetim varsa sonuç nerede?”
Eğer gerçekten 67 kez denetim yapıldıysa ve hâlâ kötü koku, çevre kirliliği ve halk sağlığı tehditleri sürüyorsa bu iki şeyden biri doğrudur: Ya bu denetimler göstermeliktir ya da tespit edilen ihlallere rağmen hiçbir şey yapılmamaktadır. Yapılan bu göstermelik açıklamalar; halkı bilgilendirmek yerine, siyasi sorumluluktan kaçmayı ve kamuoyunu oyalamayı amaçlamaktadır.
“Bölgenin çöpü Araklı’ya, sorusu cevapsız”
Bu tesis, yalnızca Trabzon’un değil, Rize ve Artvin’in de çöpünü kabul etmektedir. Ancak bu taşımaların yarattığı çevre yüküyle ilgili tek bir değerlendirme yapılmamış, “Bu illerin atıkları neden Araklı’ya yönlendiriliyor?” sorusuna da yanıt verilmemiştir. Araklı halkı sessiz sedasız bir çevre yükünün altına itilmektedir.

“Çözüm bellidir, gereken adım atılmalıdır”
Tesisin çevre etkileri yeniden bilim esaslarıyla değerlendirilmeli, kapasite sınırları ve bertaraf süreçleri şeffaf biçimde kamuoyuna açıklanmalıdır. Bağımsız uzmanlardan oluşan bir heyet, Araklı halkının da katılımıyla yerinde inceleme yapmalıdır, Tesisin rehabilitasyonu, modernizasyonu ya da daha uygun bir alana taşınması teknik ve sosyal boyutlarıyla ele alınmalıdır. Rize ve Artvin gibi illerin çöpleri Araklı’ya gönderilmemeli, adil ve yerinde bertaraf politikaları benimsenmelidir.
“Sorumluluğu gizleyemezsiniz!”
Bakanlık, önergemize verdiği kaçamak cevaplarla belki Meclis arşivine birkaç satır daha eklemiştir ancak Araklı halkının sorularını yanıtsız bırakmıştır. Oysa bu halk; zehirli kokulara, kirletilen toprağa, suskunluğa ve ilgisizliğe mahkûm değildir. İYİ Parti olarak bu çevre ve yönetim krizinin sonuna kadar takipçisi olacağız. Araklılı hemşehrilerimizin yanında durmaya, bu keyfî ve kayıtsız zihniyeti teşhir etmeye, halkın nefesini kesen bu soruna nefes olmaya devam edeceğiz. Araklı yalnız değildir!






