68’den buyana, bu ülkeye, bu topluma, varlık nedeni “kahrolsun” demekten ve düşman büyütmekten başka hiçbir işlevi olmayan ve politikalarını “şiddet”, kan-katliam üzerine kuranlar, bugün binlerce insanın katiline, millet-insanlık düşmanına el uzatarak “gel, konuş ve bu TERÖRÜ bitir” diyorlar.
Hangi dağda kurt öldü, hangi nedenler, hangi ortamlar oluştu, hangi konjonktürel gelişmeler yaşandı ve sizleri köşeye sıkıştırdı da “ne olursan ol, yine de gel” çağrısıyla yollara döküldünüz? Hani derler ya “bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?”
Hani “ayakkabı bağcığına kadar” bildiğiniz ve tanıdığınız, hani, her öldürülüşlerinde sayılarını gururla verdiğiniz, onlarla ifade edilen, yani neredeyse kökü kazındı diyebildiğimiz PKK, birden neden bu kadar önem ve değer kazandı ve bu çağrı dillendirildi?
Oy için, sizin yanınızda yer almayan herkese “PKK’LI TERÖRİST” diyerek montaj videolar yayınlayıp suçladıklarınızdan hiç mi utanmayacaksınız, hiç mi sıkılmayacaksınız? Hele bu uğurda can veren şehitlere, kolunu bacağını, gözünü kulağını kaybeden gazilere, şehitlik ve gazilik parası ve madalyası verdiklerinize sıkılmadan ne diyeceksiniz?
Kırk yıldır giden on binlerce canın yanında, bu milletin dişinden tırnağından artırdığı yaklaşık beş yüz (500) milyar dolar, (yanlış okumadınız 500 milyar dolar) bu yolda harcandı. Kaçakçılar ve silah üreticilerinin dışında kazanan olmadı. Yine kaybeden bu millet oldu.
Ne oldu da, bir “oyuna”, “bırakın Kürt kardeşlerimiz masalını” Kürtler her zaman bizim kardeşimizdi, palas pandıras-baştankara edercesine balıklama daldınız? Terör insanlık suçudur, terörist insanlık suçlusudur. Affı olmaz. Ama:
Bu ülkede “tek” akıl geçerlidir. Sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan gereken bilimsel araştırmalar yapılmadan, sonuçları alınmadan, koşullar olgunlaşmadan, terörü yaratan nedenler ortadan kaldırılmadan, bir devlet politikası üretilmeden, halka danışılmadan, meclis kararı çıkmadan ne ile neye başlıyorsunuz? Kim neler söyledi size? Yoksa Erdoğan’a Meclis’te destek vererek Anayasa’yı değiştirsin, bizi ilgilendiren ilk dört maddeyi rafa kaldırsın, cumhuriyetin çanına ot tıkansın” diye mi” bütün bu olanlar?
PKK neden silahları bıraksın, neye karşılık ve ne alacak? Her barış, her uzlaşı bir vazgeçiştir. Nelerden vazgeçiyor bu hükümet? Ya da silahı bıraktıracak hangi olay, hangi gelişmeler oldu? Millete neden açıklanmıyor? Eski liderleri “silah bırakın, teslim olun” dediği için silah bırakır, teslim olur mu? Yarım asra yakın bir süreçte, “Kürt kardeşlerimizi” bu millete ve devlete karşı isyan ettiremeyen bir örgüt nasıl olur da kuzu kuzu silahlarını gömer? Suriye’de devlet kuran PKK, PYD ve YPG ne olacak? Sadece Kuzey Irak ve Kandil PKK’sı söz konusu değil. PKK Suriye’de de var, hem de devlet kuran bir PKK. Böyle aniden, birden bire olunca, insan sormadan edemiyor. “Bu işin içine Kürdistan Teali Cemiyetini kurduranlar mı karıştı? Komünizmle Mücadele Derneğine hayat verenler PKK’ya ‘yürü ya kulum mu dedi? Ortadoğu eşbaşkanlığını ihdas edenler, böyle bir emri mi verdi acaba?” Veya:
2024 Yerel seçimlerinde ilk kez ikinci parti durumuna düşen, iktidarı kaybetmenin çanlarını dinleyenlerin, yeniden iktidar olabilmenin yolu-Kürt kardeşlerimiz bahane edilerek- PKK’yla kesişmiş olmasın? Yıllardır dillendirdiği davası için gerekli olan Anayasa değişikliğini iki ortakla gerçekleştirmeye gücünün yetmediğini görünce, DEM’le “dost olmaktan” başka çare kalmadığını anlamış olmasın?
Yeniden Cumhurbaşkanı seçilebilmek için ANAYASA değiştirmek tek çıkar yol onlar için. Onu da değiştirmek ancak DEM partinin oylarıyla mümkün. Onların “hedefe ulaşmakta her yol mubahtır” demekten başka çareleri yok. Bu, devleti, milleti düşünmeksizin bile olsa da. Hele hele de küçük ortağın dilinden düşürmediği “devletin ve milletin bekası” sözü, “şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Kahrolsun komünizm, kahrolsun PKK” naraları sokakları çınlatırken… Demek ÇIKAR öyle bir şeymiş. Koltuk değneği oldukları partiyle birleşip “milliyetçiliğin her türünü ayaklar altına alan bir lidere” hizmetle varlıklarını sürdürecekler.
“Dem’le ortaklık beka sorunudur”, “şimdi değil de ne zaman kapatılacaktır” diyenler, terör sorununu terörün eski lideriyle çözüyorlar. Nasıl bir adaletse 40 bin kişinin katili dışarıda, kimseyi öldürmemiş olan Osman Kavala, Can Atalay, gazeteciler ve diğerleri içerideler.
Silahı “gömecek” olanlar kimler? PKK’lılar. PKK’ya vücut veren düşünce, inanç ne idi? BÜYÜK KÜRDİSTAN’I KURMAK. Şimdi federasyon ya da konfedere bir devlet. Bu amaca ulaşmak yeminleridir, bu uğurda otuz kez isyan etmişlerdir / Bu oyunu, müsamereyi Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirerek Erdoğan’ı yeniden cumhurbaşkanı yapmak için sergiliyorsanız bu ülkenin güzel insanlarına yazık edersiniz. Otuz yanlıştan bir doğru çıkmaz. Her aldanış, her yanılış bu millet için bir felakettir. 1923’te çözülen “beka” sorunu, şimdiki yöntemle felaket olur.
Terörü çözmek için bu millet ne istediniz de vermedi size? Para mı, makam mı, can mı?/ Terörü çözmek için kırk yıldır çocuklarının kanını içen bir insandan yardım alasınız diye seçmediler sizi çeyrek yüzyıldır. / “Siyaseten” söylenen yalanlarınızdan bıktık usandık. Demek yürekten söylenecek hiçbir sözünüz yokmuş!
Sevgiyle, esenlikle kalınız…