Dünya tarihinin derinliklerinde ‘Tarihi değiştiren önemlli konuşmalar vardır..’
Bunların bazıları tarihe altın harflerle yazılmıştır..
Ali Çimen’in ‘Tarihi Değiştiren Konuşmalar’ adlı kitabını okuyunca İslam tarihi için önemli bir isme şahit oldum. Belki bazılarınızın bildiği belki bazılarımızın bilmediği bir ismin konuşması..
Bugünkü yazımda peygamber efendimizin doğduyu gece olan bu anlamlı kandil gecesi nedeniyle, İslam tarihi için çok önemli bir konuşma yapan bir ismi ve yaptığı konuşmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çünkü İslam tarihi için gerçekten tarihi değiştiren bir konuşma..
O isim: Kus Bin Saide.
Kim Kus Bin Said?
(?-600 m.)
Arapların ünlü şair ve hatiplerindendir.
Belagatı ve etkileyici konuşmasıyla dikkatleri üzerine çeken bir isim.
Cahiliye döneminde yaşamış ve peygamberliğin nazil oluşundan birkaç yıl önce haberini vermiş, insanlara, gelecek olan peygambere iman etmeyi tavsiye ettiği, Allah’ın varlığı ve birliğine inanan, insanları putlardan uzak tutmaya, ölümden sonra dirilmeye inanmaya davet eden ileri görüşlü bir insan olarak tanınır!..
Son peygamberin geleceğini müjdelediği hutbesini, aralarında Hz. Ebu Bekir’in de bulunduğu çok sayıda insanın dinlediği anlatılır.
Bakın Tarihi Değiştiren Konuşmalar adlı kitapta Kus Bin Saide için neler söylenir.
***
Necran bölgesinin meşhur hatiplerinden olan Kus bin Saide’nin hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Necran, ünlü hatiplerin yetiştiği bir bölge olarak tanınmış ve bununla ün yapmıştır. Cahiliye döneminde putlara tapmayan nadir insanlardan biri olan Kus, Hanifliler(İslam gelmeden önce doğruyu bilenler) arasında ismi zikredilmekte olup, bu doğrultuda insanlara nasihatlerde bulunduğu bilinmektedir.
Bu amaçla meşhur Ukaz panayırında toplanan halka fikir ve düşüncelerini bir çeşit şiir tarzında insanlara aktardı.
İnsanları Allah’ın varlığı ve birliğine inanmaya davet etti.
Kus bin Saide, henüz peygamberlik gelmeden önce bir peygamberin geleceğini, bazı hadiselerden edindiği izlenim ve keşif yoluyla öğrendi.
Bu bilgiye peygamber efendimize nübüvvetin nazil olmasından çok kısa bir süre önce ulaştı ve bunu insanlarla paylaştı. Ukaz panayırında toplanan ve çok kalabalık olan halk topluluğuna seslenerek peygamberin geleceğini müjdeledi.
En önemlisi bu sırada Yüce Peygamberimiz de onu dinleyenler arasında idi.
Ancak, ünlü hatip bunun farkında değildi.
Kısa bir süre sonra da peygamberlik nazil oldu, vahiy gelmeye başladı.
Ama, müjdeci o sıralarda vefat etmişti.
Kızıl bir deve üzerinde meşhur hutbesini okuyan Kus bin Saide bakın neleri beyan etmişti.
***
“Ey insanlar! Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız. Yaşayan ölür. Ölen fenâ olur. Olacak olur. Yağmur yağar, otlar biter. Çocuklar doğar, analarının babalarının yerini tutar. Sonra hepsi mahvolup gider. Hadiselerin ardı arkası kesilmez. Hemen birbirini takib edip kovalar. Kulak veriniz, dikkat ediniz! Gökte haber, yerde ibret alacak şeyler var. Yeryüzü bir ferş-i eyvân, gökyüzü bir yüksek tavan. Yıldızlar yürür, denizler durur...
Yemin ederim Allah’ın indinde bir din vardır ki, şimdi bulunduğunuz dinden daha sevgilidir ve Allah’ın gelecek olan bir peygamberi vardır ki, gelmesi pek yakın oldu. Gölgesi başınız üstüne geldi. Ne mutlu o kimseye ki, ona imin edip de o dahi ona hidayet eyleye. Vay ona isyan ve muhalefet eden bedbahta. Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere!
Ey İyad halkı! Hani dedeler, nerede babalar, hani hastalar ve ziyaretçileri? Nerede o bina kurup yükselten, yaldızlayıp süsleyen Âd ve Semûd kavimleri? Hani, mal, hani evlat? Nerede o haddi aşıp azan, mal toplayıp biriktiren, hani dünya varlığına mağrur olup da kavmine: ‘Ben sizin tanrınızım!’ diyen Firavun ile Nemrud? Onlar sizden daha zengin ve kuvvetli değil miydiler? Bu kara toprak onları değirmeninde öğütüp toz etti, dağıttı. Kemikleri bile çürüyüp dağıldı. Evleri yıkılıp ıssız kaldı. Yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflet yoluna gitmeyin. Her şey fanidir. Baki olan ancak Allah’tır ki, mabud ancak O’dur. O’nun eşi, benzeri ortağı yoktur. O doğmamış ve doğurtulmamıştır. Evvel gelip geçenlerde bize ibret alacak şey çoktur. Ölüm ırmağının girecek yerleri var ama, çıkacak yeri yoktur. Büyük, küçük hep göçüp gidiyor. Giden geri gelmiyor. Katiyetle anladım ki, herkesin başına gelen benim de başıma gelecek, ben de öleceğim.”
***
Kus bin Saide’nin vefatından sonra kendi kabilesinin ileri gelenlerinden oluşan bir gurup Carud bin Abdullah başkanlığında Medine’ye giderek Müslüman oldular.
Peygamber Efendimiz, kendilerine Kus bin Saide’yi bilen olup olmadığını sordu.
Carud; “Ya Resulallah hepimiz biliriz, ben daima onun izinden gidenlerdenim” karşılığını verdi. Bunun üzerine, meşhur hutbesinden bir kısmını okuyarak kendilerine hatırlattı. Hz. Ebu Bekir, bu hutbeyi dinleyenler arasında kendisinin de bulunduğunu ve bütün sözlerinin hatırında olduğunu belirtti.
Peygamber Efendimiz; “Ümid ederim ki, Cenab-ı Hakk kıyamet gününde Kus bin Saide’yi bir ümmet olarak haşreder” diye buyurdu.
***
Kandiliniz mübarek olsun sevgili okurlarımız..