🇹🇷 *KAHRAMANLIK TÜRK'ÜN EN ASİL ÖZELLİĞİDİR*

Komando Albay Orkun Özeller’in bizzat cephe hattında kaleme aldığı “Sur’a Kim Üfledi?” eseri, tarihin en zorlu sınavlarından biri olan 2015-2016 Çukur Operasyonları'nda, Türk milletinin kahramanlık geninin nasıl yeniden ve en asil hâliyle canlandığının destanıdır. Bu kitap, kuru bir askerî rapor değil; vatanın bekası için ter döken, kan akıtan yiğitlerin gönül defteridir. Albay Özeller’in bu kanlı boğuşmada attığı her adım, Türk’ün binlerce yıllık "ya istiklal ya ölüm" refleksinin gerçek bir göstergesidir.

Çelikleşen İrade ve Mukaddes Emanet

Eser, Diyarbakır Sur’un daracık sokaklarında kurulan EYP (el yapımı patlayıcı) tuzaklarının, hain barikatların ve ölümün kol gezdiği meskûn mahal çatışmalarının zalimliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer. Ancak bu karanlığa karşı Albay Özeller’in de aralarında bulunduğu kahramanların ruhunda yanan iman ateşi, eşsiz bir ışık saçar. Kitaptaki sayısız kahramanlık anından biri, operasyonun en kritik anlarında dahi, komutanın kendisine gelen riskli bir görevi, en genç askerine yüklemek yerine bizzat en önde yer alarak üstlenmesi anıdır. Bu, sadece askerî bir liderlik değil, "komutan önden gider" şuurunun, yani Türk’ün fedakârlık ahlakının en güçlü duygusal yansımasıdır.

“Sur’a Kim Üfledi?” sadece düşmanı yenmenin hikâyesi değildir; aynı zamanda şehadetin yüceliğini anlatır. Şehit düşen bir askerin arkasından dökülen her damla gözyaşı, vatan toprağına duyulan aşkın ve ahde vefanın göstergesidir. Özeller’in satırlarında, bölücü terör örgütünün acımasızlığına karşı verilen her santimetrelik mücadele, “Vatan sevgisi imandan gelir” sözünün canlı kanıtıdır. Çatışmalarda, Hakkâri Çukurca’dan tanıdığı Yüzbaşı Yiğitcan Çiğa’nın şehadeti, Albay Özeller için dayanılmaz bir acıydı. Ancak yüzüne baktığında; o güzel ve yakışıklı yüzünün hâlâ güzelliğini koruduğunu görmesi, kahraman yüzbaşımızın yüzündeki şehadet güzelliğinin yansıması gibiydi. Ardından, Astsubay Özgür, Uzm. Çavuş Osman ve onlarca kahraman güvenlik görevlisi bir bir şehit olarak düşer toprağın kara bağrına. Albay Özeller arkadaşlarıyla ölümüne ilgilenir. Bütün elbiseleri o mübarek şehit kanlarına bulanır ama bir adım dahi duraksamaz ve savaşmaktan vazgeçmez.

Siyasilerin pislettiklerini, sıkıştıklarında askerlere temizletmek yüzsüzlüğünün en belirgin şekilde Sur çatışmalarında yaşandığını bütün samimiyeti ve kurmay sorumluluğu ile “Sur’a kim üfledi “ eserinde genç nesiller ve kendisinden çok şey gizlenen Türk milleti için anlatmaktadır.

Orkun Özeller’in; Türk Silahlı Kuvvetlerine, Diyarbakır Sur’da, 110 gün gibi uzun bir süre direnebilen teröristlerin bu lojistik tahkimat ve hazırlığından devletin habersiz olmasının mümkün olmadığı yönündeki yakınmasına bizler de gönülden katılıyoruz. İşin içinde bir FETÖ parmağının olabileceğini ima eden Özeller, her şeye rağmen “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” diyenlerin kahramanlığı ile burada, dünyada benzeri görülmeyen bir kahramanlık destanının yazıldığını anlatıyor.

Ortadoğu’dan devşirilen deneyimli “meskun mahal savaşçısı” cellatlara karşı, Anadolu yiğitleri, teknik ve özelliklerini yeterince bilmedikleri ve eğitimini almadıkları halde, meskun mahal savaşında bile kanlı cellatlara Diyarbakır surlarının sağlam temellerini mezar yapmıştır. Bu şanlı çıkışıyla TSK ve diğer güvenlik birimlerimiz dünya ya karşı adeta; daha var mı? diye haykırabilmişlerdir!

Sur dahil olmak üzere, operasyon bölgelerinde onlarca aslan parçası yiğidimizin şehadetiyle biten bu kanlı savaşın müsebbipleri elbet bir gün tarih önünde hesap vereceklerdir.

Ayrıca, Orkun Özeller “*İncirlik Ağacı*” eseriyle’de, özellikle ABD’nin ve emperyal güçlerin Türkiye’ye karşı hangi hasmane tutumlarının olduğunu ifşa ederek, Türkiye’ye sokulan milyonlarca mültecinin domografik yapımız üzerindeki olumsuz etkilerini bizzat sahada inceleme ve araştırma yaparak ortaya koymaktadır. Özellikle herkeslerin ABD’ den madalya alma yarışına girdiği bir dünya da, kendisine ABD’li yetkililerce görev bitiminde İncirlikte bir törende verilen madalyayı iade ederek, şerefli Türk subayının onurunun ve gururunun bu metal parçalarından çok daha kıymetli olduğunu gösteren muhteşem bir davranışla, Türk milletinin gönlünde taht kurmuştur,

Bu eserler, milletimize, en zor şartlarda dahi Türk evladının geri adım atmayacağını, tarih boyunca olduğu gibi bugün de “Kahramanlık Türk’ün en asil özelliğidir” şiarıyla hareket ettiğini yüksek bir sesle haykırmaktadır. Orkun Özeller, kalemini ve kılıcını vatan sevgisiyle birleştirerek, nesillere aktarılacak güçlü bir millî refleks mirası bırakmıştır.

Kendisini kutluyor ve bu asil görevinin mezara kadar devam edeceğine dair olan inancımızın tam olduğunu belirtmek istiyorum.