4. Kez kupa finali oynadığımız ve hepsini kazanıp kupaları kaldırdığımız Atatürk olimpiyat stadyumunda yine kupayı kazanmak için sahaya çıktık.

Halef- Selef iki hocanın aynı sistemle ve bol pasla oyunu oynamaya çalışacağı kuşkusuzdu. Fakat hava şartlarının zemini bayağı bir ağırlaştırması iki takımında pas trafiğini ve oyun zevkini aşağıya çekti. Takımlar bu zorlu şartlarda birbirine oyun hakimiyeti kurmakta zorlandı. Hakemin birçok pozisyonda gereksiz düdüklerine karşı çalmadıkları da eklenince ilk yarıda tatsız tuzsuz bir mücadele seyrettik.

Buna rağmen özellikle maçın 25. dakikasından sonra Trabzonspor rakibine oranla biraz daha önde oynamaya gayret edip, hava şartlarını da düşününce uzaktan etkili iki şut ile kaleyi yokladı.

İlk yarıda Epureanu’nun sarı kart gördüğü pozisyonu hakemin devam ettirmeden durdurması gözümüzden kaçmadı. Çok gereksizdi. Parmak’ın sakatlanarak çıkması canımızı şıktı. Umarız ciddi bir şeyi yoktur.

Yediğimiz penaltı golünden sonra oyunu rakip sahaya daha fazla taşımaya başladık. Epureanu’nun sarıdan kırmızıya çevrildiği pozisyon hakemin bu dakikaya kadar lehimize verdiği en önemli karar oldu.

Bu da bizim oyunumuzu Başakşehir’in sahasına daha fazla yıkmamıza sebep oldu. Yusuf’un oyuna girmesi, Ekuban’ın ortaya geçmesiyle Avcı hem kanatlardan hem de ortadan rakibin üstüne gidip 90 dakikada sonucu almak için hamlesi oldu.

İlk yarı verilmeyen penaltımız, yüzünü kollamak için verilen penaltı, hakemler, Başakşehir ve hocası ama sahada dik duruşlu bir Trabzonspor gerçeği, 2. süper kupa Trabzonspor’a hayırlı olsun.

Biz dik duruyoruz, Avcı hocamızla mutluyuz, gururluyuz.