Trabzon, bu kafayla ancak ‘Küçük olsun bizim olsun’ anlayışı ile yol alır!..
Büyük işler, büyük projeler ancak lafta kalır!..
Yani böyle gelmiş böyle gider!..
Mazeret üretmede şampiyonuz velhasıl!..
Hatırlayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçildikten sonra Trabzon'a yaptığı ilk ziyarette gündeme gelen şehir hastanesi projesi için Değirmendere'deki “ÇİMENTO FABRİKASI KALKIYOR.. GİDİN O BÖLGE ÜZERİNDE ÇALIŞIN” demişti..
Birkaç gün gündem oldu..
‘Bakılacak, edilecek’ denildi..
Sonra yavaş yavaş ‘O bölgede istimlakler çok pahalı.. Olmaz.. Hayal’ denildi.
Sonunda görülüyor ki gündemden tamamen kalktı..
Sürpriz de olmadı benim için!.
***
Şaşırmamak mümkün değil..
Şöyle bir bakın..
Bu şehrin markalaşması açısından görüntü olarak 'yakışmıyor' denilen bölgelerin başında neresi geliyor.
Çimento Fabrikası’nın olduğu bölge ve Çömlekçi değil mi?
Kim hayır diyebilir ki!..
Herkesin dert ağladığı karanlık bölge!..
Gündüz kapalı..
Akşam kapalı..
24 saat bertaraf!..
Şehre giriş noktasında bu bölgelerin biran önce sağlıklı bir şekilde kentsel dönüşümse kentsel dönüşüm, başka bir proje ise başka bir proje, açıkçası bir çözüm bulunarak ‘Marka’ hedefi konulan Trabzon'a kazandırılması gerekmez mi?
Bugün olmazsa ne zaman olacak!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan son derece isabetli bir şekilde ‘ŞEHİR HASTANESİ’ için işaret edip ‘Siz üzerinde çalışın’ demişken, hele hele Çimento Fabrikası’nın taşınma süresi 2015'te bitiyor ve ele böylesine bir fırsat geçmişken, o bölgenin kurtarılması, modern şehircilik anlayışı ile buluşarak yeniden organize edilmesi bulunmaz bir fırsat değil mi?
Yok efendim istimlakler çok para tutar!..
Kim demiş tutmaz diye!..
Bedava mı alınacaktı?
Yapmayın Allah aşkına..
***
Şehir hastanesi demek Trabzon'daki bütün hastanelerin bir çatı altında buluşması demek değil mi?
Yani kemik, kalp damar, onkoloji, çocuk hastalıkları, kadın doğum hastanesi, yani hangi hastaneyi ararsanız bir arada olacak demek!.
Muhteşem değil mi?
Şehir hastanesinin yapılması demek diğer hastanelerin yerlerinin boşa çıkması demek değil mi?..
Şimdi bir düşünün;
Fatih Devlet, Numune, Kemik, Ahi Evren Kalp Damar, Kaşüstü gibi hastanelerin yerlerinin satılması halinde elde edilecek gelir ile Çimento Fabrikası ve bölgesindeki arazinin istimlaklerle alınmaması ve şehir hastanesi için yerin hazır hale getirilmemesi adına bir neden var mı?
Yok..
Üstelik satılacak yerler alacağın yerden daha büyük kaynak değil mi?..
Yani istenirse olur!..
O bölge ister şehir hastanesi ister bir başka proje ile artık Trabzon'a kazandırılmalı.
Şehir hastanesi projesinin bu noktada değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
O bölge bir cazibe merkezi haline gelir.
Bir meydan olur..
***
Bir düşünün..
Havalimanından şehre girişte üniversite, ardında AVM, hemen yanında şehir hastanesi, hemen ardında tarihi liman, bir de limana bakan görüntüsü ile Çömlekçi kentsel dönüşüm projesi gibi muhteşem bir mimari..
Ve oradan hedeflenen Boztepe'ye teleferik..
Hayal mi, asla..
Büyük düşünmek böyle olur..
Markalaşmak böyle olur!.
Bugün olmazsa bir gün o bölge mutlaka kurtarılacaktır..
Çünkü kanayan bir yaradır..
Tarihe geçmek isteyenler, elini çabuk tutmalıdır.
Bugün olmazsa yarın biri el atacaktır, atmak zorundadır da..
O nedenle Çimento Fabrikası’nın önümüzdeki yıl taşınacak olması büyük bir fırsattır..
Bu fırsat iyi değerlendirilmelidir..
O bölge elbirliği ile bu şehre ne pahasına olursa olsun kazandırılmalıdır..
Bakın..
Bir başka açıdan bakacak olursak da..
Büyükşehir Trabzon'un modern bir şekilde dört ana meydanı da olur..
1-Değirmendere-Şehir Hastanesi
2- Atatürk Alanı-Meydan
3-Atapark- A. Aker (Yapılması planlanan Büyükşehir Belediyesi binası ve kültür merkezi)
4-Akyazı Spor Kompleksi-Stadyum
Açıkçası..
Olmaz denilen bir şey yok..
İstenirse olur!..
Olmuyorsa Akyazı gibi ‘Çok zaman kaybettik. Şimdi çoktan o stat bitmişti’ denilerek, ne zaman olur bilmem ama yarın yapılırken büyük pişmanlıklar dile getirilir..
Ama diyorsanız ki “Biz Çimento bölgesinin olduğu bölgeden son derece memnunuz.”
Tepe tepe kullanın!..
Bakın fotoğrafa,
Son sözümüz: Satın, yapın..