Hava mükemmel… Tribünler tıklım tıklım… Doğa bir yandan, taraftar diğer yandan Trabzonspor’u iteliyor.

Ancak futbolcular hala durumun ciddiyetinden bihaber.

O iştah, o coşku, o tempo, o mücadele gücü yok.

Emekliliği için gününü doldurmak adına zorunlu mesai yapan işçi gibiler.

Yine de…

Maçın başındaki pozisyonu Volkan gole çevirebilse, bu maçın gidişatı daha farklı olabilirdi. Futbola yeni başlamış adam topun gelişine o vuruşu yapmaz.

Bu Volkan mıydı, hafta içerisinde havada 4 dakika duruyor diye lanse edilen! Bakmayın siz gol mol atmasına; tribünde oturan daha çok terledi ondan. Taraftar kahır çekiyor, o keyif yapıyor.

Kabahat onda değil; o ve benzeri yıldız müsveddelerini Trabzonspor’a musallat edende…

*

Trabzonspor öne geçtikten sonra daha rahat olacağı yerde aksine panik yapan taraf oldu.

Nedeni basit…

Takımda hiçbir futbolcu sorumluluk alamıyor, almak istemiyor. Bir futbolcu topu ayağına aldığında, takım arkadaşları onun şapkadan tavşan çıkarmasını bekliyor.

Özgüven sıfır.

*

Şöyle bir bakıyorum da…

Volkan’dan, Alanzinho’dan, Halil’den, Cech’ten, Soner’den, Celustka’dan, Bamba’dan, Zokora’dan ekstra işler beklemek hakikaten hayalcilik…

Kazanan takım 1 hafta sonrası için güven vermiyor…

Hal böyleyken, yarım-0 bile kazanıyor ya Trabzonspor;

Öpüp alnımıza koyuyoruz.