Kültürünü ve İnsanlarını Seviyorum
Hürriyet’in buluşma toplantıları kapsamında Trabzon’dasınız?
Trabzon’a ben sık sık geliyorum. Burada çok yakın ahbaplarım var. Tamamen gayri resmi nedenlerle gelirim ve çok seviyorum Trabzon’u. Belki Trabzon’u seviyorum demek klişe olur ama ben kültürünü seviyorum. Yerel yemeklerini seviyorum, doğasını seviyorum, insanlarını seviyorum. Burada rahat ediyorum. Burası insanların gelip rahat edebilecekleri bir yer..
BU ALGIYI OLUŞTURANLAR UTANSIN
Bu güzel düşüncelerinize dayanarak Trabzon üzerinde Hrant Dink ve Santaro cinayetleriyle bir algı yaratılmaya çalışılmıştı. Siz neler düşünüyorsunuz?
Ben yıkılmayı gerektirecek bir kanı olduğu düşüncesinde değilim. Evet dediğiniz gibi bir kanı oluşturulmaya çalışılıyor ama çok yanlış ve ayıp da bir şey. Çünkü bir şehir birkaç kişinin yaptığı eyleme indirgenemez. Burada Hrant Dink için yürüyüş yapan insanlar da var. Bin türlü duyarlılığın olduğu koca bir şehir burası. Tek bir duyarlılığa indirgenemez. İstanbul’da bir bomba patladığında, İstanbul nasıl bombayı patlatanlarla özdeşleşmiyorsa ya da Ankara’da bir suikast olduğunda Ankara’ya biz suikastçiler şehri diye bakmıyorsak buraya da öyle bakmalıyız. Burada bir sürü duyarlılık var. İnsan Hakları Derneği, ÖDP’liler, Milliyetçiler var, CHP’liler, İslamcılar, Ulusalcılar var. Bizim şehrimizle ilgili böyle bir algı oluştu diye telaşa kapılmaya da gerek yok. Bu algıyı oluşturanlar utansın..
Böylesine tarihi Trabzon şehri, Trabzon olmaktan çıkmış. Zeytinburnu’ndan farkı yok. Kendine özgü var olan bir sürü özelliğini kaybetmiş.Büyük haksızlık yapılmış bu şehre..
TRABZON KADİM BİR ŞEHİR
Trabzon Büyükşehir oldu. Belli aralıklarla Trabzon’a gelen biri olarak gelişmişliği nasıl buluyorsunuz?
Trabzon çok kadim bir şehir. Bir liman kenti. Yıllar boyunca çok hoyrat davranılmış Trabzon’a. Geldiğimiz son noktada da artık kurtarılamaz halde. Çok büyük haksızlık yapılmış bu şehre. Tarihi kimliği alt üst olmuş. Kimliksiz bir şehir haline gelmiş. Halbuki burası dediğim gibi tarihi özellikleri bulunan çok önemli bir şehir. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde rastlanan şeyler burada da olmuş. Hatta burada biraz daha fazla olmuş. Nasıl kurtarılır, buradan nasıl çıkılır bilemiyorum. Çok zor. Seviyorum falan ama işin böyle de bir tarafı var. Bunu göremiyoruz. Trabzon Trabzon olmaktan çıkmış, Zeytinburnu’ndan farkı yok. Kendine özgü var olan bir sürü özelliğini kaybetmiş. Kalanları zaman zaman görünce insanın hoşuna gidiyor.
ARTIK YAZAR İZNE ÇIKINCA ACABA DENİYOR!!
Üç dört gündür yazı yazmıyorsunuz ve bu sizin tarafınızdan değil de editoryal olarak duyurulunca okuyucularınızda bir panik oluştu gibi..
Üşendim açıkçası. Herhangi bir sorunumuz ve problemimiz yok ama evet öyle anlaşıldı. Bu da bizim medyanın Türkiye’de ne durumda olduğunu, basın özgürlüğünün nerelerde olduğunu gösteren bir şey. Yoksa niye insanlar bir yazar izne çıktığında acaba desinler ki. Ne saçma bir şey.
GRUBUMUZDA BİR FATİH SARAÇ YOK
Habertürk’te yaşanan Fatih Saraç olayıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Herkese yapılıyor diyemeyiz. Çünkü bizim grubumuzda böyle bir Fatih Saraç yok. Görevlendirilmiş değil. Böyle bir mekanizma bizde yok. O zaman herkes aynıdır, zaten hepsinde var demek medyaya haksızlık olur. Peki bütün medya organları bu baskıdan kurtulmak için bir tane ‘Aloo Fatih’ mi alıyorlar bünyelerine, hayır. İkisini birbirinden ayırmak lazım. Evet medyaya bir baskı var. Bu baskıdan herkes şikayetçi. Ama sen eğer ben hükümetle aramı iyi tutacağım diye kurumuna bir tane hükümet komiseri talep edersen, hükümet de sana komiser tayin eder. Böylece al gülüm ver gülüm götürürsünüz işleri. Baskıyla aynı şey değil yani. Her yer de yok onu söylemek istiyorum.
EŞİT ŞARTLAR ALTINDA YARIŞILMIYOR
17 Aralık sürecini en tarafsız şekilde kamuoyuna yansıtan yazarlardan biriydiniz? AKP’nin bu operasyondan da fazla yara almadan çıktığı söylenebilir mi?
Açıkçası bilmiyorum. Bunla ilgili elimde bir veri yok ve verilere de güvenmiyorum. Yapılan anketlere de güvenemiyorum. Ben bütün bu hırsızlık, yolsuzluk, medyaya baskı iddialarına rağmen ahalimiz AK Parti’ye yüzde 50-60-70 oy verebilir mi? Verebilir, vermeyebilir de. Bir fikrim yok bu konuda ama bu gerçekleri değiştirmez. Biz haklılıklarımızı sayısal kalabalıklarla sonuçlandıracak durumda değiliz. Haklılık ya da haksızlıkların oylamaları yapılmıyor. Eşit şartlar altında da savaşılmıyor, yarışılmıyor. Ayrıca benim kişisel fikirlerimi ifade eden bir siyasi alternatif ortaya çıkmış değil. Biz sadece gördüklerimizden yola çıkarak değerlendirme yapıyoruz.
İKTİDAR KONUŞUNCA 15 KANAL VERİYOR
Herkes bu süreçte muhalefetin etkin olmadığını tartışırken, muhalefetle ilgili önemli bir yazı yazdınız?
Muhalefet tabiî ki daha etkili olabilir ama bu veriyi de atlamamız lazım. Muhalefet partileri medyada seslerini duyuramıyor, öbür tarafta sen konuştuğun zaman 15 kanal aynı anda canlı yayınlıyor. Diğeri konuşuyor hiçbir kanalda yok. Nasıl olacak bu iş. Nasıl adaletliyiz. Tabiî ki bu muhalefetin başarısızlığının mazereti olamaz ama önemli kriterlerinden biri. Buna rağmen muhalefet daha etkili olabilir ama önce bu eşitsizliklerin ortadan kaldırılması lazım.
REZA DA ÇIKAR
Halk Bankası Genel Müdürü’nün tahliyesinin ardından diğerlerinin de tahliye olacağını düşünenlerden misiniz?
Valla ben yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları konusunda hükümetin bunun önünü kapatmaya çalıştığı kanaatindeyim. Düzgün ve hakkaniyetli bir şekilde soruşturulmasına izin vermediği, önüne geçtiği ve set çektiği kanaatindeyim. Bunun için elinden geleni ardına koymadığını, bunun için tüm hukuk sistemini yerle yeksan etmeye kadar işleri vardırabildiğini görüyorum. Bu durumda her şey olur. Bakan çocukları da çıkar, Reza’yı da çıkarırlar ben sana söyleyeyim. Görünen manzara bu.
SPORDAN ÇOK UZAĞIM
Takip ettiğim kadarıyla sporla pek bir ilginiz yok ama şike ile ilgili önemli programları hep siz yaptınız?
Spordan çok çok uzağım aslında. Benim dünyam değil. Taraf olduğum ya da herhangi bir görüşe sahip olduğum bir alan değil. Sadece tarafsız bir şekilde görüşlerini aktarmalarına yardımcı oluyorum. Fenerbahçeliler öyle diyor, Trabzonsporlular böyle diyor şeklinde. Trabzon’a karşı bir duyarsızlığımız yok. Fenerbahçe’ye karşı da aşırı bir duygumuz yok. Kendi adıma Aziz Yıldırım’la bir program yaptık. Trabzon taraftarı da bir de bize kulak verin dedi. Eyvallah size de kulak verelim dedik ve yaptık.
TAM GÜN MESAİ
Hürriyete sonradan dahil oldunuz fakat Hürriyet denilince ilk akla gelen isimlerdensiniz. Bu başarının sırrı ne?
Ben çok çalışıyorum. Sabahtan akşama kadar uğraşıyorum. Konuları seçme konusunda takip ediyorum, izliyorum, çok şey okuyorum ve bakıyorum. Normalde sabah kalkıp bir köşe yazısı yazıp bütün gün boş kalabilirim ama onu yapmayı tercih etmiyorum. Üzerinde bir çaba sarf etmeye çalışıyorum. Eğer varsa bir başarım o çabayla alakalı bir şeydir. Yazma kısmı kolay da hangisini seçeceksiniz. Çabalamak en günceli, en dikkat çekici ve önemliyi bulmaya çalışmak yıpratıcı ve yorucu bir süreç oluyor gün içinde. Tam gün mesai harcıyorum.
İŞİM GEREĞİ OLMASA KÖŞE YAZARLARINI OKUMAM!
Her gün özellikle takip ettiğiniz yazarlar var mı?
Hepsini işim gereği okuyorum. Profesyonel deformasyon derler ya hepsini okuyorsun, hangisini severek, hangisini sevmeyerek okuyorsun ya da hangisi vazgeçilmezin birbirine karışıyor. Okuyorum ama hani bu işi yapmasam okur muyum, bilmiyorum. Ondan da emin değilim. Okumayabilirim. (gülüyor)





