Hepimiz biliyor ve de anlıyoruz ki sadece Giresunspor takımını yendik.

Yani haftayı kayıpsız geçtik.

Hoca kadroyu nasıl kullanır bilemem, bildiğim bir şey var ki yönetim on dört futbolcu almış, on dört futbolcudan oyuna katkı sunacak, çıkıp aslanlar gibi oynayacak iki futbolcu çıkaramadık.

Evet, sadece Giresunspor’u yendik.

Yarıştan kopmamış olsak da bu kadroya en az dört futbolcu daha lazımdır ki sezon başı zayıflattığımız şampiyon kadroya yaklaşık bir kadroyu sahalara sürebilelim.

Aldanmayalım.

Yanlışta algılamayalım.

Bir Nwakaeme’yi elimizde tutamadık. Oysa Nwakaeme oyuna yüzde kırk katkı sunabilen ve de topu ileride tutan tek futbolcumuzdu.

Şimdi bu arenada kimse Sivasspor’un attığı golü ve de sonrasındaki iptali unutmamalı. Diğer bir yönde Fenerbahçe karşısında kıyıma uğrayan Antalyaspor maçını da unutmamalıdır.

Demek oluyor ki hisseli harikalar kumpanyası yeni başlamıştır.

Daha çok maç var, vardır da yönetimin yüksek meblağla aldıkları futbolculara hangi takımı bulacağız ve de neye aldık neye satacağız, kadroyu nasıl şekillendireceğiz, rakiplerimiz kimlerdir, onlara karşı neler yapabiliriz… Hesap işidir de yönetim nasıl bu süreci değerlendirir işte konu buradadır.

Bizim rakibimiz Giresunspor değildir. Süreklilik içerisinde Fenerbahçe, Galatasaray ve de Beşiktaş’tır.

Futbolda her şey vardır. Lakin planlama hoca ve de yönetim işidir. Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Fenerbahçe’yi eze eze yen, git Karagümrük’ten dört tane ye. Üstelik bu takım şampiyon takım.

Demek ki daha çok varyasyonlu maçlara şahit olacağız. Bu arada dünya kupası arasındaki hazırlık kampında Abdülkadir Ömür’den sonra son derece üst sevide kendini gösteren Naci Ünüvar’a neden daha uzun süre şans verilmez anlamış değilim.

Sonuç olarak daha çok işimiz vardır!