Şimdi ne diyeceğiz, nasıl davranacağız, nerede duracağız, nereye koşacağız, nasıl yapıp, hangi arkadaşımızı arayıp, hangi planı uygulayacağız bilemiyorum.

Yaşım 38,tuttuğum takım Trabzonspor'un şampiyon olamadığı için üzüldüğüm zamanla geçti ömrüm. Buna rağmen heyecanım hiç eksilmedi aksine her geçen yıl arttı.

Benim sevgim artarken geriden gelen çocukların, yetişkinlerin de sevgilerini arttırmak için elimden geleni yaptım, yapmaya da devam ediyorum.

Hiç resmi şampiyonluk görmedim, yaşamadım. Rabbimin bu mutluluğu yaşatmasına günler kaldı.

Hayallerimizin gerçek olmasına, Bordo Mavili renklerin artık gönüllerin şampiyonu değil gerçek şampiyon olmasına çok az kaldı.

Ayak seslerimiz, aşkımız, her yere rengini veren, duygularımız, dünyanın her tarafına yayılan mutluluğumuz, pozitif enerjimiz şüphesiz sesimizin daha gür çıkmasına, daha coşkulu bir hayat yaşamamıza sebep olacak.

Hayatımızın anlamını oluşturan Trabzonspor olgusu tavan yapmış durumda. 1 aydır olumsuz sonuçlarla ara verdiğimiz sevinç gösterileri Adana Demirspor galibiyetiyle tekrar başladı.

Ya haftaya Fenerin puan kaybetmesi ya da Antalyaspor karşısında beraberlik alınması halinde gelecek Şampiyonluk, dünyayı Bordo-Mavi kablolarla birbirine bağlayacak, en büyük horon dairesi oluşturulacaktır.

Maça geçecek olursak, ilk dakikadaki pozisyonda hakemin cesareti ve doğru kararı bizleri çok sevindirdi.

2.goldeki Hamsik, Vişça ve Cornelius'un çalışmasını neler oluyor dercesine seyrettik.

Sadece ben değil sanırım, tüm taraftarımız bu kadar zor ve önemli maçı bu kadar rahat mı geçireceğiz demiştir.

Hoca ilk yarının sonlarındaki baskıyı bu sefer 2.yarıdaki doğru tercihlerle kırmayı başardı.

Takımımız 3-0 öne geçmesine rağmen,1 gol yiyip, rakibe bir de penaltı verilmesi maçın bitiş düdüğüne kadar gergin kalmamıza sebep oldu.

Velhasıl sonuç mutlu sonla bitti. Farkında mısınız bilemiyorum, çoğu oyuncumuz joker oyuncu. Herkes kendi yerinin dışında oynayabiliyor.

Bir takım için bu özellik çok önemlidir. Sakatlıkların, cezalıların yerine onları sürmek, yeni bir oyuncu kazanmak gibidir.

Taktiğe bir artı katmak onların sayesindedir. Tabi en büyük alkış, oyuncuların bu özelliğini kullanan teknik ekibe gelmeli.

Son maçlarda takıma dinamizm katan oyuncuların başında Dorukhan, Siopis, Denswil geldi.

Kaptan Uğurcan için frikikleri geçiyorum her zaman güven veren duruşu ile arkamızda durdu.

Bu şampiyonlukta aslan değil Trabzonspor'un kaplan payı onun..

Bu şehrin ve burada doğmayan ama bu takımı delicesine tutan taraftarımızın psikolojisinin düzelecek olması en çok da beni mutlu ediyor.

Cebinde beş kuruşu olmasın ama Trabzonspor'u en önde olsun kafi bizler için. Eyfel kulesi için de izin almışız. Bordo mavi yanacakmış bizler için.

Nerelere uzandığımızı herkes görsün. Bizim sevgimizi hazmedemeyenler uyumasınlar, ukalalık yapmasınlar.

Taraftarımıza uyarım sevinmemize kesinlikle silahı katmayalım. Etrafa vurup, hiçbir yeri kırmayalım.

Kibirlenip rakiplerimizi aşağılamayalım. Haddimizi bilip sonraki yıllara da talip olalım.

Biz büyük kulübüz, büyük takım taraftarı gibi davranalım.

Çıkarın Bordo Mavi mendilleri, silin sevinç gözyaşlarınızı, Şampiyonluk gemisi kalkmak üzere !!!!