Bozkurt işaretiyle zafere revan olan kahramanlarımızı ekranlardan gördükçe gözlerim doldu. Bu bozkurtlar, öyle yiğitçe sözler ettiler ki dünya üstümüze gelse yıkılmayacakmışız gibi ruhuma güç verdiler.

Milletimizin derinliklerinden gelen sembollerine düşman olan zavallılar "bozkurt işareti yapılmamalı" tezviratını yapsalar da onlar bir Kürşat gibi fotoğraf vermekten imtina etmiyorlar.

"Bir millet destanları kadar büyüktür" der, folklor araştırmacıları. Bizim Şu Destanı'ndan başlayıp Oğuz Kağan Destanı'na ve oradan Ergenekon Destanı'na uzanan kesintisiz milli şuur yolculuğumuzun ürettiği "bozkurt" sembolu, İslam'dan sonra da devam etmiş alperenlik elbisesiyle günümüze yadigar kalmıştır. Bozkurt adeta bizkurt olmuştur.

Bu sembol Türk hakanları tarafından başarı anlamına gelen bir zafer işaretidir. Batıya göç eden, Hun, Kıpçak, Peçenek Türkleri aynı zamanda bu işareti Soy belirtir olarak yani “Ben Türküm” manasında da kullanmışlardır.

Alparslan Türkeş bozkurt işaretinin anlamını şu sözlerle anlatır: "Serçe parmak Türk’tür, şu işaret parmağı da İslam’dır. Şu Bozkurt işareti yaptığımız işaretin arada kalan boşluk ise cihandır. Son olarak kalan 3 parmağın birleştiği nokta ise mühürdür. Türk İslam Mührünü Dünyaya vuracağız..." demiştir. Kaynak: Bozkurt işareti nasıl ortaya çıkmıştır? Bozkurt işareti ne anlama gelir?

Bu sembole ister İslamcılık kimliğiyle ister ateistlik felsefesiyle karşı çıkılsın, bunun 2000-3000 yıllık ordu geleneğimize saygısızlık olduğunu bilmek gerekir.

Bir arkadaşım vardı. Soyadı Kurt'tu. Lakin bozkurt işaretini görünce kuduracak kadar nefretli sözler ederdi. "İslamcılık kimliğiyle uyuşmaz" derdi. Soyadındaki gerçekliği görmeden yapardı bunu. Bir gün ona "Senin soyadını değiştirip inek ya da ayı yapalım. Hepsi hayvan değil mi?" dedim.

Bu sözüme öyle kızdı ki "Sen inekle, ayıyla, kurdu aynı mı görüyorsun" demez mi...

"Ben de ineğin sütü ayının postu makbul, kurdun neyi var" dedim ironi yaparak.

Düşündü, "Demek ki benim anlayamadığım bir şekilde kurt ismi bana daha sıcak geliyor" dedi.

İşte dedim; "Bu sıcaklığı çözersen meseleyi de çözersin".

"Milli genetik" sözüyle meseleyi kapattık.

Ben, "Memleketin içinde bizlerden fersah fersah rahat yaşayan lakin bu memlekete bizim duyduğumuz aidiyeti duymayan güruhları not etmeyi unutmayalım" diyorum.

Bunlar, asker bozkurt işareti yapınca çakal gibi uluyan alçaklardır.

Günü geldiğinde dünya vatandaşlığından dem vuranların bu memleket dışındaki vatanlarına uğurlanmasına üzülmeyeceğiz.

Milli bünye gün geçtikçe kavileşecek, sembollerimiz daima bizi tarif edecek. Tilkiler, çakallar, öküzler anlamazsa da.