Siyasi partilerde gel de tartışma denecek uygulamalardan biri de ne yazık ki AK Parti'de yaşanıyor..
Şimdi bir bakın..
AK Parti, teşkilatlarında ön seçim niteliğinde temayül yoklaması yapıyor..
Yani sandık kuruyor..
Şehirlerde binlerce, Türkiye'de milyonlarca teşkilat üyesi salonlara koşuyor, sabahtan akşama kadar önlerine konulan milletvekili aday adayları için tercihlerini yapıyor..
Trabzon'da da geçtiğimiz hafta sonu yapıldığı gibi..
Trabzon'da AK Parti'nin 49 milletvekili aday adayından 45'i için 1715 teşkilat üyesi sandığa giderek 'Kimi milletvekili adayı görmek istiyorsunuz' şeklideki soruya 6 aday adayının ismini yazıp oylarını sandığa bıraktı.
Yani aday adayları oylandı!
Sonra.
Sandıklardaki bütün oylar önce çuvallara döküldü, sonra da çuvalların ağızları mühürlenerek uçakla Ankara'ya Genel Merkez’e gönderildi!.
Sonuç;
Yok!.
Kim ne kadar oy aldı, bilen yok..
Olmayacak da..
Gel de şaşırma!..
Bir tarafta ille de ön seçim diye tutturup kriz yaratan, kendi içerisinde parçalanmalara neden olan, işi Genel Merkez’e rest çeker noktaya getiren CHP, diğer tarafta temayül yapan ama bu seçimin sonuçlarının açıklanmayacağı bir AK Parti..
Yani meçhul bir temayül!.
AK Parti Trabzon Tanıtım ve Medyadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Arzu Yalçınalp, temayül sonuçlarının açıklanmayacağını ifade ederken bakın nasıl bir açıklama yaptı: “Temayül yoklaması sonuçları Genel Merkez’imizin uhdesinde olup, açıklanmayacağı hususu kamuoyunun, aday adaylarının, basının bilgisi dâhilindedir. Ancak bu konuda bir takım yanlış yorumlar ve yönlendirmeler yapıldığı görülmektedir. Bu konuda yapılacak değerlendirme ve yorumların gerçekle ilgisi olmayacağını kamuoyunun takdirine sunarız.”
Şimdi soralım?
Bu temayülün ne önemi var!
1715 parti teşkilat üyesi ne için sandığı gitti, ne için oy kullandı? Bu insanların temayül yoklamasından kimlerin ne kadar oy aldığını öğrenme hakkı yok mu? İşte bu ve bunun gibi sorular gündeme gelirken, aday adayları arasında ister istemez ‘Ben şu kadar almışım. Ben önde çıkmıştım’ şeklindeki sessiz krizin ortaya çıkmaması mümkün mü?
Açıkçası ben şaşırdım!
Ama görülüyor ki AK Parti aday adaylarının hiçbiri şaşırmadı. Aksine Genel Merkezlerinin aldığı bu karara karşı sadakatla bağlı duruşları, en küçük olumsuz düşünce ortaya konmadan devam ediyor..
Yani alan razı veren razı..
AK Parti'de hem teşkilat üyeleri hem aday adayları bu konuyu dert edinmiyor..
Yani AK Parti'de milletvekili adayları olarak belirlenecek 6 ismi Genel Merkez takdir edecek. Kim ne kadar oy almış, onun önemi yok gibi.
Çünkü her şey temayül değil. Yani teşkilat üyelerinin verdiği oylar belirleyici hiç değil..
Dünkü yazımda da yazdım. Teşkilat üyelerinin verdiği oylar kesin belirleyici olması bir yana yüzde 10 belirleyici olsaydı, bir önceki genel seçim öncesi yapılan temayül yoklamasından birinci çıkan bugünkü Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç listede yer bulurdu!
Yani 6 isim arasında bile gösterilmedi..
Ama kimsenin sesi çıkmadı..
AK Parti'de 'parti içi demokrasi' değil 'parti içi sadakat' önde!.
Alan razı veren razı!
Önemli olan partinin kurumsal kimliği..
Ama diğer tarafta!
Trabzon CHP'de tartışmalar sokağa kadar taşınmış durumda. Tam bir yangın evi.
Ve yangın halen sürüyor..
Üzerine su dökmek yerine benzinle gidenler yarışıyor. Genel Merkez’e 'İlle de ön seçim istiyoruz' diye karşı isyan başlatılmış şekilde kavga sürerken, İl Başkanı Uzun Ankara yollarında Genel Başkan’ın kapısında bir umutla 'ön seçim' diye aynı nakaratına devam ediyor!..
İşin özü..
AK Parti'de sonucu açıklanmayacak bir temayülle sadece teşkilatları dinamik tutmak, teşkilatların gazını almak amacıyla, sonuçlarını sadece Genel Merkez’in göreceği temayül yoklaması yapılıyor.
Diğer tarafta!..
Parti Meclisi’nden açık ve net bir şekilde 'İşte bizim kontenjan adayımız' diyen CHP'de -sonucu kişilere değil tamamen partiye zarar verecek şekilde- isyan sürüyor!..
İl Başkanı da ne yazık ki buna vesile oluyor.
Dünkü yazımda belirttiğim gibi AK Parti’de kol kırılıyor yen içinde kalıyor.. CHP'de ise ne kol kalıyor ne de yen!..
AK Parti'de hoca bağırıyor..
“Hakkınızı helal edin”
Yediden yetmişe herkes içlerine sinmese bile “Helal olsun” diye haykırıyor.
CHP’de ise daha “Hakkınızı helal ettiniz mi?” sorusu sorulmadan “Gömün gitsin” deniyor!..
Partinin varlığı hikaye..
Ben varsam var, yoksam yok!.
Sadakat siyasette de bambaşka bir duygu..
Haklı olmanın ötesinde bir kurumsal kimlik var..
İyi günde de, kötü günde de o kurumsal kimliğe sadakat çok ama çok önemli.
AK Parti ile CHP arasındaki fark bugün bu olsa gerek!.