TRABZON

SİYASETİ

CHP, DYP ve ANAP iktidarları döneminde Trabzon siyaseti, ülke siyasetine her zaman damgasını vurmuştur. Tüm partilerin genel başkan yardımcıları ve bakanlarından en az biri muhakkak Trabzonlu olurdu. Ayrıca bölgemizde bulunan FKB ve Çaykur’un bir genel müdürü veya genel müdür yardımcısı kesinlikle Trabzonlu atanırdı. Son 25 yılda bu şehrin kalbi durumundaki bu iki kuruma Trabzonlu bir tek bürokrat atanmadı. Evet, son 25 yılda üç düzeyde birçok bürokrat atanmıştır; ancak hepsi saraya bağlı çalışmış ve bu şehre hiçbir hayırları olmamıştır.

Tabii, DSİ ilimizdeki dere ıslahları konusundaki çalışmaları da son derece önemlidir; ancak kurumun başına hemşehrimiz Mehmet Akif Balta geldikten sonra, içine kapanmış firmalar üzerinden işe alınan elemanların kapı önüne konulması ve siyasetin bu olanları yalnızca seyretmesi inanılır gibi değildir. Biz bunu gündeme getirdiğimizde “yapma, yapma, Akçaabat İmam Hatip Lisesi’nin müdürü Emin Balta’nın oğludur” diyorlar. Aynı şekilde Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt varlığıyla yokluğu belli değil dediğimizde “yapma, yapma, Trabzon İmam Hatip Lisesi müdürü Mustafa İskurt’un oğludur” diyorlar.

Bu Mustafa Akkaya, eski başkan Murat Zorluoğlu tarafından görevden alındı, belediyeye girmesi yasaklandı; ancak nasıl DHMİ Genel Müdür Yardımcılığına ve yönetim kurulu üyeliğine atandı, bunu sorguladığımızda yine “yapma, yapma” deniyor. Maçka İmam Hatip’in müdürü Mehmet Akkaya’nın oğludur diyorlar. Yani son 25 yılda üst düzey bürokrat olabilmek için ya imam olacaksın, ya imamın oğlu, ya da imam hatip lisesi müdürünün oğlu olacaksın ki bir yerlere gelebilesin; gerisinin bu ülkede yaşama hakkı yoktur. Memurlar arasında böyle bir ayrımcılık olmaz.

Şehri ziyaret eden üst düzey bürokratlar dahi ilk olarak AKP İl Başkanlığı’nı ziyaret ediyor. Son 25 yılda bu şehrin iktidar milletvekili veya bakanları, kendilerinden olmayanların cenazelerinde ön saflarda görünür; ardından sırra kadem basarlar. Eğer cenazenin sahibi AKP’li ise, mevlüt ve taziyelerinde valiler, emniyet müdürleri ve jandarma komutanlarıyla, yani ilin üst düzey bürokratlarıyla çakarlı ve polis araçlarıyla katılırlar; AKP’li olmayanların hiçbir tanesinin camisinde veya taziye evlerinde bunları göremezsiniz. Cenazeleri dahi bölen zihniyetin bu yaptıkları ile 12 Eylül öncesine, sağcı ve solcu ayrımına yeniden dönüyoruz. Bu böyle biline!