Onlar zaten her şart altında yalnızdılar..
Ne kadar işlerini yaparsa yapsınlar, ne kadar başarılı ve güven verirse versinler aslında onlar hep yalnızdı..
Aslında onlar hep sahipsizdi..
Kim mi onlar..?
Onlar Ankara’nın göbeğinde devletin önemli kurumlarında görev yapan Trabzonlu bürokratlar, memurlar ve müdürler..
Şimdi son yaşananlardan sonra hepsi diken üzerinde..
Her sabah kalktıklarında ilk olarak haber sitelerine bakıyorlar..
Acaba bugün görevden alındım mı? Acaba hakkımda bir soruşturma var mı? Acaba yarına ne olacağım?
Bize kalsa var ya onlar Ankara’da malı götürüyor, bize kalsa onlar zevk sefa içinde yaşıyorlar..
Bize kalsa onlar çok rahat..
Öyle değil beyler hanımlar başkentin göbeğinde namusuyla, onuruyla, gururla görevini yapan ve bir anlamda bu şehri temsil eden çok Trabzonlu bürokratlarımız var.
Ama onlar da ateşin içine atılmak isteniyorlar..
Kurunun yanında yaş da yanar misali..
Haklı haksız saldırıya uğruyorlar.
Yanlışı olanı, vicdanla-cüzdan arasında sıkışanları savunacak halimiz yok.
Bakın şu sıralar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde değişimler söz konusu.
Yeni bakan elbette özel kalem ve danışmanlık kadrosunda değişim yapabilir.
Ama o bakanlık bünyesinde görev yapan genel müdürler, bürokratlar ve daire başkanlarının üzeri bir kalemde çizilmemeli..
Onlar üzerinde bir değişim yaşanmamalı..
Kulağımıza Trabzonlu bürokratlarla ilgili gelen bir çok iddia var.
Buradan onları seslendirmek niyetinde değilim..
Zaten son süreçte herkesin kafası karışık..
Bir de ben karıştırmayım.
Diyeceğim şey Ankara’da Trabzon kıyımı için şartlar zorlanıyor
Bürokratlara bedel ödetilmeye çalışılıyor..
Oysa başımız az darda kalsa Ankara’da kapısını zorladığımız onlar..
Yerel yönetimlerden-muhtarına, siyasetçiden sivil toplum kuruluşlarına kadar hepimizin umudu onlar değil mi?
Onların başarısı bize yansımıyor mu?
Bu gerçekleri görmezden gelemeyiz. Ankara’da İstanbul’da devletin en önemli kurumlarında başı dik bir şekilde görevini yapan bürokratları birilerinin çıkarları için yedirmemeliyiz..