Sabah saat yedi...

Malum markalı malum telefonum o özel sesiyle çaldı.

Arayan sigortacı Ali Yolcuoğlu'ydu. "Hocam Artvin'e doğru seyir halindeyim. Hem ziyaret hem ticaret misali yola düştüm, seni görebilir miyim" dedi. Ben Trabzon'dan gelen her sese her nefese meftun biri olarak "Ne demek hemen Borçka'ya çıkıyorum, Artvin'e geçmeden buluşalım, hatta ben de seninle il merkezine gelirim" deyince Ali keyiflendi.

"Hocam sana bir de süprizim var, yanımda kim var tahmin et" deyince ben de birkaç arkadaşın ismini saydım. "Bilemedin, tesisatçı" sözünü duyar duymaz Erkan olduğunu anladım. Erkan'ı telefona istedim. Konuştuk, yol boyunca zaman zaman geldikleri noktaları yoklamak için bir dizi görüşmeler yaptım.

Neyse saat tam 10'da Borçka'da buluştuk. Belediye parkında onlara da enfes gelen çayları yudumlayıp Artvin'e istikameti kırdık. Ali'nin arkadaşı Borçkalı Sedat Peker bizi uğurladı.

Erkan Borçka Barajı'nın enfes görüntülerini albümüne ekledi. Yarım saat sonra Artvin'deydik. Ali işi gereği uğraması gereken yerlere uğradı. Biz Erkan'la Artvin'e gelip de döner yemeden olmaz kaydu şartı gereği bir lokantada pilavüstüleri ayran eşliğinde nevaleyi götürdük. Sonra Merkez Camii avlusunda Borçka'daki çayları unutturan bir lezzetteki çaylarımızı yudumladık. Üstümüzde bize yorgan olan çınar ağacı tenimize güneş kondurmamak için geçit vermez yapraklarıyla rüzgarın esintisiyle yelpazecibaşı gibi munisti.

Ali işini bitirip geldi. "Hikmiye Akın hanımefendinin kendi elleriyle pişirdiği kahveleri yudumlayışımızı unutmayın" dedi. O da birkaç bardak talaşlı çaydan yuvarladı.

Pat yanımızda bitti Artvin'deki eniştem Mikail.

Gazetemizin Artvin'de yer edinmesi adına onun emeğini yadsıyamam. Hoş beş derken biz Ardanuç'a varmak için tekrar yola vurduk. Günümüz mükemmel geçerken tek şikayetim arkadaşlarımın susmayan telefonlarıydı. Neyse o kadar kusur kadı kızında da olur.

Ardanuç'un tarihi mekanları, efsanelerle dolu kayalıklara kurulu kale surlarını seyrede seyrede şehre girdik.

Ali daha çok işle ilgili mesai harcarken Erkan'la ben Trabzonspor'u özne yaparak masaya yatırdık. Bongonda'dan Kuska ve Visca'ya uzanan değerlendirmeler yaptık.

Artık dönüş yolundayız. "Beni bu kez Borçka'da değil Hopa'da bırakın" dedim. Hanım ve çocuklar Kemalpaşa'daki evdeler. Hopa'dan onları yola koydum. Ben Kemalpaşa'ya geçtim.

Artvin'in tadı ağzımızda kaldı, daha geniş geniş gezmek için şimdiden planlara başladıklarını telefonla arayıp anlattılar.

Güzel bir Atrvin macerası Ali Yolcuoğlu'nun kaptanlığında varit oldu.