Türkiye Cumhuriyeti’nin kara günleri; bu devletin silahlarının bu milletin evlatlarına doğrul tulduğu, asıldığı, ezildiği, hapsedildiği kara günler bu tarihlerde yaşandı.
 Gücü elinde bulunduran, silahı eline alan akıl dönmesi yaşayıp koltuk hırsına kapılınca tankı, topu, tüfeği eline alıp bu milletin seçtiği meşru meclisi fesh ediyor, ülkenin cumhurbaşkanını hapsediyor, başbakanını ve bakanlarını asıyor, alenen kan döküyor.
Bu ihtilalin yapıldığı, kan döküldüğü gün bayram ilan ediliyor. Bu bayramı bu millet yıllarca kutluyor, yetmiyor kendilerini milli birlikçiler ilan ediyor, cenazeleri bile Anıtkabir’e koyuluyor ve bir başka ihtilalci Kenan Evren, Anıtkabir’de kendisi ve arkadaşlarınca yer kalmadığını görünce bu mezarları çıkartıyor.
1974 muhtırasını veren kuvvet komutanları bir mektup yazarak TBMM’yi tehdit ediyor. Bu muhtıra bu yüce meclisin çatısı altında okunamaz diyen AP Trabzon Milletvekili Ekrem Dikmen ve Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan mektubu TBMM Başkanlığı’na veren  tabi senatör emekli Orgeneral Cemal Madanoğlu’nu tokatlarken, parti liderleri okumasında hiçbir mahsur yok deyip can kulağıyla dinliyor.
Daha sonra Orgeneral Muhsin Batur emekli olup senatör seçiliyor. Cumhurbaşkanı adayı oluyor. O vekillerin çoğu kendisine oy veriyor, çok az bir farkla kaybediyor.12 Eylül 1980 ihtilali ile yüce meclis fesh ediliyor. Parti liderleri hapsediliyor, 20 yaşında gençler bir sağdan, bir soldan asılırken bu millet kendilerini meydanlarda alkışlıyor.
 Kendini, Cumhurbaşkanı adayı arkadaşlarını 7 yıllığına Cumhurbaşkanı konseyi üyesi devlet protokolünün 7 sırasında yer alıyor. Ülkenin seçilmiş Başbakanı 7. sıraya itiliyor. (İngiltere kraliyet ailesinde Kraliçe 1, Başbakan 2 sırada yer alıyor) Bu milletin % 91.5 o anayasaya evet diyor ve 12 Eylül’de gözaltına alınan Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilince ihtilalçi Kenan Evren’i Çankaya Köşkü’ne davet ediyor. Devlet töreniyle karşılıyor ve ağırlıyor. Daha sonra usulen yargılansa da devlet töreniyle defnediliyor.
15 Haziran 2016 ihtilalcilerinin başı, Orgeneral Akın Öztürk korgeneral rutbesinde pasif görevde iken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na vekaleten ardından asaleten atanıyor. Gecen yıl görev süresi dolunca Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan askeri şura üyeliğine atanıyor. Yani karargahtan çıkarılmıyor.
Emekliliğinin geldiğini görünce de koltuğu bırakamıyor. Yanına kurmay albay olan damadını alıp askeri hiyerarşi, kanun nizam dinlemeden makamda düğünde dernekte nerde bulursa kendi komutanlarını zorla gözaltına alıyor, hapsediyor, demokrasinin mabedi TBMM bombalatıyor, kendisine engel olabilecek polisin karargahını bastırıyor, evlatlarımızı katlediyor, kan döküyor, ancak bu millet sokağa dökülünce soluğu kaçıp Yunanistan da alıyor.
 Şimdi Başbakan Binali Yıldırım kanunlarımızda ‘idam yok’ diyor. Yetki sizde, çoğunluk sizde idamı geri getir. Bu gözü dönmüş insanları ipe çek ve Cumhuriyeti ebediyen koru.
Demokrasiyi koru. Unutma en kötü demokrasi en iyi dikta rejimden çok iyidir.