Allah'tan geldik ve ona geri döneceğiz. İnsanoğlu yaşadığı süreçte, çeşitli imtihanlara tabii tutulmaktadır. Kimi zaman yaşanan afetler tabiatı alt üst etmekte tabii buda insanların hayatını acı bir şekilde etkilemektedir.            

Deprem, sel, heyelan ve yangın gibi nice afetler meydana gelerek can ve mal kaybıyla sonuçlanmaktadır. Tabiatın muhteşem uyumu ve dengesi Allah'ın hükmüne ve kanunlarına bağlıdır.            

Dünyada bu kanunlar düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapan insanoğlu tabiata sorumsuzca müdahale ederek, kendi menfaati doğrultusunda ormanları kesen, yakan, suyu ve havayı zehirleyen, toprağı kurutan insanoğlu yeryüzünde ki dengeleri bozmaktadır.             

Bilindiği üzere, afetlerin kötü neticelerinin önemli bir kısmı insanoğlunun kendi hata ve ihmalleri sebebiyledir ancak doğal afetlere karşı insan olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmemiz kaçınılmazdır.            

Allah'ın koymuş olduğu tabiat kanunlarına riayet ederek örneğin; Dere yatağına bina yapmamak, yapılan binaların zemin etütlerini tam yaparak, binaları gerekli sağlamlık ve teknolojik donanımla inşa etmek tabii bunun dışında insan olarak elimizden geldiği ölçüde ilk yardım eğitimi gibi bilgileri almalıyız.            

Bütün bu tedbirleri aldıktan yani maddi manevi sebeplerin tamamına başvurduktan ve sorumluluğumuzu yerine getirdikten sonra, Allah(C.C)'ye tevekkül etmeliyiz.

Mümin önce devesini bağlar sonra tevekkül eder.            

Hiçbir tedbir almadan öyle beklersek 11 ilimizde meydana gelen deprem afetleri ne yazık ki bir hayli can kaybına sebep olur. Bakınız Japonlar binalarda nasıl depremlerle ilgili bilimsel tedbirler alıyorsa, bizde bilime başvurarak biraz olsun afetlerden doğacak maddi manevi kayıpları azaltabiliriz.            

Sonuç olarak tedbir almak bizim takdir Allah’ındır.

YUSUF TEKE