Trabzonspor nasıl oynadı, ne yaptı, neleri yaptı bir yana, sezona şampiyonluk parolasıyla giren takım bir bir eriyor.

Dün akşam Eryaman stadında iki takımda bir birine yakın oyun sistemi ve dağılışı ile sahadaydı. İkinci bölgeyi çabuk geçip pas oyununla öne çıkacaksın ve bu şekilde sonuç üreteceksin. Öyle bir maç ki bu oyun anlayışı iki kaleciye de koca ilk yarı boyuncu bırakın zora sokmayı geri pasları dışında sahada yok gibiydi. Hal böyle olunca sanki iki takımda üçe beş pas antrenmanı yapıyormuşçasına bir görüntü sergiledi.

Tamam, Trezeguet ile Bakasetas cezalı anladık ta Trabzonspor’un kaderi bu iki oyuncuya bağlanmamalı.

Kasımpaşa ve Konyaspor maçlarında bu iki oyuncuyla da berabere kalındığına göre demek ki sıkıntı oyuncu bütünlüğünde değil oyun bütünlüğünde.

Sahada bir takım var tamam ama öyle bir takım ki enerjisinin çoğunu pas yapmaya kullanıp oyunu ikinci bölgede oynamaya harcıyor. 

İlk yarıda iki, hatta üçlü sıkıştırmalarla çizgiye hapsedilen Abdulkadir Ömür’ün yanı sıra 10 numara pozisyonunda ki Yusuf Yazıcı’nın üretkenlikten uzak olması, Gomez’in üçüncü bölgede sadece gezinmesi, Gbamin’in temassız oyunu takım enerjisinin boşa harcanmasına neden oldu.

Şimdi önümüzde Teknik direktör Abdullah Avcı’nın işaret ettiği Dünya kupası arası var.

Bu arada ya oyun, ya oyuncu değişecek.

Her ikisi de mevcut kadroda yer alan oyuncuların tercihine kalmış.

Bu ara herkesin kaderini belirleme adına önemli bir zaman dilimi.

Herkes kendi kaderini kendisi belirleyecek.