Tamam anladık. Pas bağlantısı yüksek oyun anlayışı ile oynamaya çalışıyorsun ama pas oyununa coşkuyu, bıraktık coşkuyu alan kat ederek yapamazsan tempoyu da yakalayamazsın skoru da.

Pas oyunun kalbi olan ikinci bölgede rakibin temaslı oyununa cevap veremezsen, ikili sıkıştırmalardan kurtulamazsan geçişi yapamayacağın gibi, topu öne de taşıyarak sonuç üretecek pozisyonlar bulamazsın.

Trabzonspor’da ki bu eksiklikler sadece dün geceye ait değil. Genelde bu görüntü ile Türkiye’de maç kazanılıyor ama Avrupa arenasına çıkıldı mı işin rengi de şekli de değişiyor.

Aslında Kızılyıldız takımı da oyuna temkinli başladı. Tribünlerin büyük coşkusunu arkasına alarak sonuç ta üretti. Hemen akabinde Trabzonspor buna karşılık verdi ve ilk yarı tamamlandı.

İkinci yarıda direnci daha da artan ve ikinci bölgeye ve topa hakim olan ev sahibi takım fiziksel güç olarak ta üstün olunca çareyi oyuncu değiştirmekte bulan Abdullah Avcı, Gbamin’i ardından Hamsik’i oyundan alınca sadece bu iki oyuncu değil Trabzonspor’un futbol aklıda sekteye uğradı.

Trabzonspor’un gole ihtiyacı varken Umut’un Djaniny ile değişmesi de ayrı bir konu. Kaleyi sırtı dönük oynayamadığı için oyunda bulunduğu sürede Bardhi ile aynı kulvarda kalan Djaniny rakip savunmanın rahatlamasını sağladı. Son bölümde kenarlardan getirilen topların kale alanına gönderilmesi de işe yaramadı ve bu oyuna alışık olmayan Trabzonspor’a hiç yaramadı. Bu yan topların birini Trezeguet, bir diğerini de Abdulkadir Ömür kafa ile kaleye gönderdiğini düşünürsek ne denli faydasız olduğunu da görmek mümkün.

Sonuç olarak Trabzonspor, formasyon değişikliğimi yaptı, oyuncu değişikliğimi bilmiyorum. Belki de tekrar adına kullanılmış bir maç ta olabilir.

Her ne olursa olsun gruptan çıkmak adına önemli bir maçı kaybederek bıraktık grubu, konfederasyon kupasına katılmak ta tehlikede.

Futbolda pas yapmanın önemini bilirim.

Fakat buna; hızı, coşkuyu, çabuk oynamayı, pası verenin doğru koşularla alan kat etmesini eklemezseniz işe yaramadığını da...