Cumhuriyet’in köklerinin Çanakkale Zaferi gibi şanlı ve güçlü bir tarihe dayandığını vurgulayan Prof. Dr. Ortaylı, “Her milletin tarihinde Çanakkale Zaferi gibi abideler görülmez. Bizde vardır ve bu bütün Doğu’da tektir.  Çanakkale Zaferi, çok kolay organize olan, direnebilen, tahammül edebilen ve belirli bir hedef etrafında ısrar eden bir ordu, kumanda heyeti ve toplum olduğumuzu gösterir. Cumhuriyet’i kuran da işte bu mayadır. Tarih kesintisiz ilerleyen bir süreçtir. Osmanlı’nın Cumhuriyet’e dönüşümü de aynı şekilde olmuştur. O, Türklerin İmparatorluğuydu, bu da Türklerin Cumhuriyetidir.” dedi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı bu tespiti ile milletimizin  devletsiz olamayacağını günün şartlarına göre her zaman yeniden bağımsız ve özgür bir yönetim şekli ile yönetimin devam edeceğini belirtiyor. 
Türk Milleti’nin genel karakteristik özelliği, devlet kurma pratikliğindeki becerisi olarak kabul olunur.
Türk tarihini incelediğimizde bunun örneklerini Türk isminin tarih sahnesine çıktığından bu yana devletsiz ve bayraksız  yaşamaları mümkün olmadığını görürüz.
Cumhuriyeti kuran iradenin yetiştiği ortama baktığımızda birbirini takip eden devletler silsilesinin son örneği olan Osmanlı’nın yönetim iklimi içinde yetiştiklerini görmekteyiz.
Devletin yıkılışını yaşayan bu kadrolar, tarihi Türk Bağımsızlık anlayışı etrafında birleşip yeniden bağımsız bir Türk Devleti kurmanın mücadelesini vermiştir.
Çanakkale Zaferi aslında Cumhuriyet’in önsözü idi.
Dünyanın en zengin ve güçlü devletlerinin birlikte yüklendiği Çanakkale Boğazı’ndaki savaşlarda Türk Ordusunun kazandığı zafer aynı zamanda "başarabiliriz"in bir kanıtı olmuştu.
Birinci Dünya Savaşı sonrası işgale uğrayan ve yok olmak üzere olan Osmanlı İmparatorluğunun çatırdayan temelinden yeni bir devlet kurmak gerektiğini, milletine güvenerek yola çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Ya istiklal Ya Ölüm” diyerek tüm dünyaya ilan ediyordu.
Yine Atatürk Çanakkale Savaşlarında Anafartalar’da “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum.” diyerek özgürlüğe giden yoldaki kararlılığını gösteriyordu.
Tıpkı İstanbul Boğazı’ndaki işgalci kuvvetlerin savaş gemilerini görerek “geldikleri gibi gidecekler” diye Türk Milletinin bin yıllar ötesinden gelen “özgürlük” ateşinin söze dönmüş direncini ifade ettiği gibi.
Ve geldikleri gibi gittiler...
Samsun, Amasya, Sivas, Erzurum kongreleri ile çelikleşen milletin bağımsızlık iradesi  Sakarya Meydan Muharebesi ile kazanılan savaş sonrasında yola çıkılırken yapılan “ya istiklal ya ölüm” yemini kahraman Türk Milletinin bağımsızlığının mührü oldu.

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün, “Efendiler yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz” kararlılığı ile verilen mücadelenin tescillenmiş yönetim şeklini meclis kabul ettiğinde artık Türk Milleti yeni devletine de kavuşmuş oluyordu.

Cumhuriyetle birlikte halkın yönetime katılması başta olmak üzere  birçok yenilikler Türk halkının refahı için bir uygulamaya geçiyordu.

Modern Türkiye’nin gelişmiş milletler seviyesine ulaşmak için attığı adımlar sanayide, kültürde, ekonomide, sağlıkta, sanatta, eğitimde, savunma sanayinde, ulaşımda Türkiye’yi bugün dünya devletleri arasında önemli bir yere çıkarmıştır.

Atatürk, “Efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediğinde  tarihler 28 Ekim 1923'ü gösteriyordu.

Hemen ertesi gün 29 Ekim’de cumhuriyetin ilanına dair kanun teklifi mecliste görüşülerek kabul edildi.

Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda yapılan değişikliklerin kabulü ile Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilmiş oldu. 

Cumhuriyetin ilanı, Ankara'da 101 pare top atışı ile duyuruldu ve 29 Ekim gecesi ile 30 Ekim 1923 tarihinde başta Ankara olmak üzere tüm ülkede bir bayram havasında kutlandı.

Cumhuriyetin ilânı ile “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” kuralı, artık devlet yönetiminde, en belirgin şekliyle yerini alıyor; demokrasiye giden yol daha aydınlık olarak çiziliyordu.

Türk milletinin tarih yolculuğunda hep özgürlük vardı.
Bu bir varoluş  mücadelesi idi. Cumhuriyetin ilanı yeni bir yüzyılın başlangıcıydı artık. 

Milletin karakterinde, mayasında yer eden bağımsızlık düşüncesi ile inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti, istiklal ve istikbal  mücadelemizde bizi her zaman  zafere ulaştıran birlik ve beraberlik ruhunun büyük eseridir.

Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu Cumhuriyetimizin 100.

Yılı kutlu olsun.
Nice yüzyıllar Türk milleti bağımsız birlik ve beraberlik içinde her yönüyle gelişmiş güçlü bir Türkiye olarak yaşasın.

Cumhuriyetimizin kuruluşuna kadar giden yolda mücadele veren nice şehit ve gazilerimize birlikte kurucu Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.

Nice yüz yıllara.