Ben AKP’nin izlediği politikayı benimsemiyorum. Doğrusu da benimsemek zorunda değilim. Ben ve ulusun yüzde elli birinin benimsememesi bir suç olamaz. Hatta bu ulusumuzun zenginliğinin işaretidir. Ancak iktidarın bizce olumsuzluklarını kapalı kapılar ardında değil de açık açık konuşmalı ve yazmalıyız. Ne iktidardaki kişilerin ne de iktidar dışı kalmış insanların vatan severliğinden şüphe etmek insafsızlık olur. Öyle ise daha iyiye daha güzele gitmek için yol gösterici eleştiri de bulunmak iktidar için de olumlu bir davranıştır.
Ben gazetelerdeki köşe yazılarımda zaman zaman iktidarı acımasızca eleştirdim. Ama eleştirimi terbiye kurallarımı bozmadan yaptım. Makamlara, onları seçen seçmenlere saygımı koruyarak eleştirdim. Çünkü kişilerin geçici olduğunu, hatta siyasal partilerin de zamanını doldurunca siyası yaşamdan çekildiklerini siyasi tarihimizde gördük ve yaşadık. Onun için kişileri olmasa bile onların işkâl ettikleri makamlara saygılı olmak vatandaş olarak görevimizdir.
Evet, iktidarın en üst düzey kişilerini eleştirdim. Onlara doğru, bana göre yanlış yaklaşımlarını yazdım. Bu benim yazar olarak görevimdir. Ancak “Yiğidi öldür hakkını yeme” güzel bir özlü sözümüz var ya, ben yönetim kadrosunun hakkını inkar edemem. Bugüne kadar ne üst düzey bir görevliden ne de yerel yönetimlerden küçük bir uyarı almadım. Beni rahatsız eden bir yaklaşımla karşılaşmadım. İktidarın bu yaklaşımı bence demokrasi için verilen iyi bir sınavdır. Ama eleştirilerimi yukarıda da belirttiğim gibi terbiyemle yaptım. Yüzde 49 oy almış bir partiyi ve onun liderini, yüzde 52 oy almış bir Cumhurbaşkanımızı aşağılayıcı biçimde eleştirmek, hakaret etmek bence Donkişotluktur. Atatürk’ün koltuğuna oturmuş bir Cumhurbaşkanı bence saygıdeğerdir. Cumhuriyeti korumak ve geliştirmekle görevli o insana saygılı olmak Cumhuriyetimize saygılı olmak demektir.
Cumhuriyet toplumsal yaşantımızda en büyük devrimdir. Onun faziletleri ülkemizi ve onun üstünde yaşayan insanlarımızı çağdaş yapmıştır. İnsanca yaşamamızı birbirimize saygıyı o sayede öğrendik. Kılık kıyafet de yenileştik uygarlık Yasası ile modernleştik. Cumhuriyet’le birlikte insan olma, birey olma özelliği kazandık. Atatürk’le birlikte gelişen olgunlaşan yaşantı biçimimizi yüceltecek her birey bizim için saygındır.
Köşe yazımı yazdığım Karadenizdeson nokta yerel gazetede, Yeni Mesaj Ulusal Gazetesi’nde hiçbir engelle karşılaşmadım. Çünkü Yeni Mesaj Gazetesi sahibi Sevgili Prof. Haydar Baş, yerel gazetenin sahibi Osman Diyadin yazdıklarım yazılardan dolayı rahatsızlık duymamışlardır. Çünkü onlar da makamlara saygıyı ve insanlara sevgiyi gerek yazılarında gerekse söylemlerinde her zaman dile getirmişlerdir.
Ben, geçmişte olduğu gibi gelecekte de bana göre olumsuzlukları yazmaya devam edeceğim. Ülkem ıçın, insanım için toplumun gözü kulağı olarak yazacağım. Yeni yönetimin ulusumuza ülkemize güzellikler getirmesi en büyük dileğimdir.