Toplumun eğitim hedefleri doğrultusunda bireylere eğitim ve öğretim sunmakla görevli kişiler öğretmenlerdir. Ülkenin geleceği günün şartlarına uygun bir eğitimle ancak mümkün olabilir.

Kendi geleceğine yön verebilen her milletin kendine has bir eğitim anlayışı vardır. Bu anlayış, nesilden nesle aktarılarak temel esaslar korunur. Ne kadar çok okul yaparsak yapalım bu okulları araç gereçle donatalım, okulların içini öğrencilerine adamış öğretmenlerle donatamazsak çektiğimiz bütün emekler boşa gider. Sürekli sistem değişikliği yapmak zorunda kalırız.

Öğretmen yetiştirme kurumlarında köklü değişikliklere gidilmelidir. Bugünkü haliyle ne eğitim fakülteleri ne de pedagojik formasyon eğitimi ile idealimizdeki öğretmen tipini yetiştiremeyiz. Vatanın dört bir köşesinden yetenekli çocuklar seçilip özel olarak eğitildikten sonra öğretmen olarak görev almalıdır. Tabi ki temel eğitim, zorunlu eğitim, mesleki eğitim yeniden yapılandırılmalıdır.

Öğretmene verdiğiniz değer, aslında çocuklarımıza verdiğiniz kıymettir! Çocuklarımızın geleceğini şekillendiren, onların kişilik gelişimi ve karakter oluşumu sürecinde ailelerden daha etkin olan unsur öğretmenlerdir. Öğretmeni değerli kılmadan, çocuklarımız için daha iyi bir gelecek ve daha iyi bir Türkiye inşa edemeyiz!

Öğretmenlerimize yönelik şiddet ve çirkinliklere karşı toplum olarak dur diyemezsek, hal ve gidişatımız geri dönülemez bir karanlığa sürüklenecektir. Ailelerimiz şunu bilmelidir ki, öğretmenlerimize karşı sergilenen çirkinliklere ve vandallara karşı toplumsal müeyyide uygulamazsak, sadece öğretmeni değil aslında çocuklarımızın geleceğini kaybedeceğiz.

Toplumumuz, bu vandalları sosyal hayatımızda tecrid edecek bir tutumu geliştirmelidir. Neredeyse her gün şahit olduğumuz pervasızlık ve cüretkarlık, ancak toplumsal bir duyarlılıkla engellenebilir. Öğretmenlerimiz psikoloji bozuk tiplerin sürekli hırpalacağı, döveceği yaralayacağı hatta öldüreceği kişiler değildir.

Son olarak Adana İsmail Sefa Özler Ortaokulu’nda, kız kardeşini darp ederek sınıftan çıkarmak isteyen kişiye rastlıyoruz. Kendisine engel olmak ve öğrenciyi korumak isteyen beş öğretmenimize de saldırıda bulunarak yaralanmalarına neden oluyor. Kamuyu yönetme sorumluluğunda bulunanlara sormak lazım: Gerekli tedbirleri almak için daha ne çapta çirkinlikleri görmemiz gerekiyor? Bu devlet, öğretmenini korumaktan aciz midir? Bu yabani vandallara daha ne kadar tahammül edeceğiz?

Milli Eğitim Bakanlığı ivedilikle harekete geçmeli, öncülük etmeli ve meslektaşlarımıza yönelik bu ahlaksız, cüretkarlık ve pervasızlığa son verecek yasal düzenlemelerin hayata geçmesini sağlamalıdır. Sağlık bakanlığında uygulanan Beyaz Kod uygulaması gibi Milli Eğitim Bakanlığında da şiddet durumlarında Mavi Kod uygulamasına geçilmelidir.

Şiddet hadiselerini önleyecek tedbirleri ve faillere yönelik caydırıcı müeyyideleri tavizsiz uygulayacak kanuni tedbirler getirilmelidir. Aksi halde, sorumluluk makamında oturanlar da böylesi hadiselerin vebaline ortaktırlar!