“Bu fındık İsrail’de yetişse, bunu eczanelerde ilaç diye satarlar.” diyen rahmetli Necmeddin Erbakan hocamız, fındığın değerini ve önemini bu sözlerle ifade ediyordu. Evet, bizim bölgemizin, yani Karadeniz’in olmazsa olmazıdır fındık. Son zamanlarda fındığa bakım da arttı diyebiliriz. Devletin bazı projelerle başlattığı, kısıtlı da olsa, fındıkta miadını doldurmuş yaşlı fındıklar için, bir yenileme çalışması başlatılmıştır. Fındık üreticimiz de buna paralel olarak, artık fındıkla meşgul olmaya başladı.

Yani Karadeniz bölgemizde çiftçimizin fındığına daha iyi baktığını söyleyebiliriz. Son zamanlarda artan hayat pahalılığı, her şeye tepeden tırnağa gelen zamlarla tüm kesimlerin belini büker duruma geldi. Eğer bu zamlar karşısında, devlet gereğini yapmazsa, üretimin duracağı, bu nedenle tüm gelirlerin de azalacağı bir ortamda, çiftçimiz, üreticimiz, esnafımız ve çalışanımız artık bu hayat pahalılığı karşısında kaybeder duruma düşecektir. Bu durumdan devletimiz de büyük bir zarar görecektir. Devlet erkanı artık gereğini yapmalıdır. Nasıl yapacaksa onu kendisi planlasın. Bizim görevimiz evlerde, hanelerde, sokakta, velhasıl insan olan her yerdeki olumsuz serzenişi ve hayat zorluğu, yaşam zorluğu çeken, çiftçinin, üreticinin, dar gelirlinin sesini duyurmak ve yetkilileri acil uyarmaktır. Fındıkla başlayan yazımızı fındıkla bitirelim. Erbakan hocamızın ifadesi ile değerini ortaya koyduğu fındığımızın gerçek değerini verin. Girdilerin yüksek olduğu bir zam ortamında, maliyetin de yüksek olduğunu unutmayarak, fındığa kilogram başına, alan bazlı desteğin dışında, en az 50 TL fiyat verilmelidir.

Bu fiyat, maliyetler ortaya koyularak istenilen makul olan bir fiyattır. Sakın ola ki bu fiyatın altına düşmeyin. Bizden söylemesi...