Son günlerde yerel basını ve kamuoyunu oldukça meşgul eden bir konu var. Esiroğlu beldesine bağlı dört köyde, fındık bahçelerine musallat olan “Drakula” isimli böcek, fındık dallarının özsuyunu tüketerek dalların, dolayısı ile fındık bahçelerinin topluca kurumasına sebep olmaktadır. Tıpkı çam ormanlarının aynı böceklerce kurutulması gibi. Fidan üreticiliğinde yerli imkânlarla ihtiyaca cevap verilemediği için, yurt dışından ve özellikle İtalya ve Hollanda’dan oldukça yüksek miktarda fidan ithal edilmektedir. Özellikle İtalya’dan tırlarla getirilen fidanların yerinde, ziraat mühendislerince kontrolleri yapılıp fidanlar ülkemize getirilmektedir. Her nasılsa bu çalışmalar sırasında kontrollere rağmen adı geçen böceklerin ülkemize çeşitli bitki fidanları ile birlikte getirildiği endişesi taşınmaktadır.

Drakula böceği 400 metreye kadar uçabilen ve gittiği yerde 50 yumurta bırakarak hızla çoğalma potansiyeline sahip, mücadele edilmesi çok zor bir böcek türü. Bölge halkının şikâyeti üzerine durumu inceleyen yetkililer böcekle kalıcı mücadele edilmesi için, fındık bahçelerinin makinalar ile sökülerek dört yıl bekletilmesini ve ondan sonra yeniden dikilerek fındık üretimine devam edilebileceğini çare olarak düşünmüş ve uygulamaya başlamış. Vatandaşın mağdur olmaması için dönüm başı 100-110 kg fındık hesabı yapılarak bununda 15 TL fiyatla karşılığının ödenmesi kararlaştırılmış. Ayrıca fındık söküm alanlarının makine söküm masraflarının da vatandaşa verilecek paradan kesilmesine karar verilmiş!

Tek geçimi fındık olan vatandaşların bu uygulamadan pek da memnun olmadığı belirtiliyor. Çünkü bir kere fındığın kilogram başına ödenecek birim fiyatı yeterli görülmüyor. Şu anda piyasada 22 TL olan fındık ürünlerinin alım fiyatının 15 TL’den hesaplanması daha işin başında vatandaşlarımızı moralsiz bırakmaktadır. Ardından dört yıl sökülen arazilerde hiçbir tarım faaliyetinin yapılmayacağı bildirilmektedir. Dört yıl sonra fındık dikimi yapılabilecektir. Fındık fidanlarının dikiminden sonra ortalama altı yıl içerisinde ürün vermeye başlayacağını düşünürsek, durum vatandaş için daha da içinden çıkılmaz bir hale dönüşmektedir.

Devlet ilk dört yıllık süre için yetersiz de olsa üreticiye destek verecektir. Ondan sonraki altı yıl için destek verilmeyecekse bu vatandaşlar şimdiden düşünmeye başlamışlar bile! Bu altı yılı biz nasıl geçireceğiz diye!

Yetkililerin şu an vatandaşların tepki gösterdiği uygulama kararlarını bir kere daha gözden geçirmesinde fayda vardır. Gerçi bu böceğin daha ne kadar köyde ve alanda yayılacağı belirsizdir. Kalıcı tedbir olarak ihtiyaca cevap verebilecek miktarda yerli üretimin desteklenmesi ve dışarıdan alınacak fidanların daha üst seviyede kontrollerinin yapılarak ülkemize getirilmesi gerekmektedir. 

Bu durumda; vatandaşlarımızın şikâyetlerinin giderilmesi için yetkililerce orta yolun bulunması hepimizin beklentisidir.