Bu haftada yine yayla yollarındaydık.
Bu kez kervanımıza Zeki Özbak, Kenan Sönmez ve Teoman Şener de katıldı.
Güzergah Hıdırnebi Yaylası üzerinden Kuruçam Yaylası’nı takip ederek Sisirna, Düz Yayla ve Karadağ.
Dönüş hedefimiz ise Sisirna Yaylası’nı takip ederek Acısu Yaylası’na ulaşmaktı.
Öyle de oldu.

VARGİT ÇİÇEKLERİ
Sisirna Yaylası’na geldiğimizde bizleri Yasemin çiçekleri karşıladı.
Beyaz halıyı andıran Yasemin çiçeklerinin yöredeki bir diğer adı ise Vargit çiçeği.
Çiçeklerin başka bir özelliği ise doğada görülmeye başladıklarında yaylacılar arasında “artık yayladan dönüş zamanın geldiğinin” habercisi olarak da adlandırılıyor.
Hemen hemen Doğu Karadeniz yaylalarının hepsinde görülen beyaz Yasemin çiçeği, Sisirna Yaylası’nda da bir başka güzel.
Özellikle bu aylarda, çiçeklerin yaylada görüldüğünü bilen fotoğraf tutkunları Sisirna Yaylası’nı mekan tutuyor ve bol bol fotoğraf çekiyorlar.
Biz de öyle yaptık, yaylanın merasında, pırıl pırıl bir havada otlayan inekleri ve yaylayı fotoğrafladıktan sonra yola revan olduk.
Toprak yolları takip ederek Düz Yayla’ya geldiğimizde asfaltla buluştuk.
Yaklaşık 5 kilometre gittikten sonra Karadağ Yaylası’na vardık.
Kısa bir yayla turu, verilen mola ve yeme-içmeden sonra ver elini Acısu, Balıklı Yayla.

GÖL TEHLİKE ALTINDA!

Yine aynı güzergahta bu kez Sisirna Yaylası’nı takip ederek, Hıdırnebi Yaylası üzerinden değil de direk Acısu, Balıklı Yaylası’na indik.
1996 yılında DSİ’nin ve yaylacıların da yardımıyla Balıklı Deresi üzerine yapılan göletin olduğu mekana ulaştık.
Trabzon’a yaklaşık 50 kilometre mesafedeki Balıklı Yayla’ya gölet ayrı bir güzellik katıyor.
Vadiler arasında kendini saklayan gölet yayılanında simgesi.
Muhteşem doğası ve görsel güzelliği görenlerin “saklı cennet” adını verdiği Balıklı Yayla turizmde hak ettiği ilgiyi daha göremedi.
Özellikle ilkbahar ve bu aylarda muhteşem güzelliğe bürünen gölet yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.



GÖL KURUMAYA BAŞLADI

Balıklı Yayla’ya vardığımızda soluğu yıllardır burada işletmecilik yapan dostumuz Cemal Özkurt’un mekanında aldık.
Balıklı Yayla’nın hemen yanındaki tek mekan.
Yıllardır kendi çapında burayı ziyaret eden insanlara hizmet veriyor.
“İşler nasıl?” diye sorduğumuzda gölün girişini gösterdi.
Görüntüde su çekilmeye başlamış!
Nedenini sorunca, şöyle dedi: “Bu aylarda gölü besleyen Balıklı Deresi’nde mevsim gereği suda azalma olurdu ama ilk defa gölün dibini gördük.”


GÖLÜN SUYUNU TUTAN BENTTE KAÇAK VAR

Gölün suyunu tutan Bentte kaçak olduğunu belirten Özkurt şöyle devam etti: ”Dereden gelip gölü besleyen su, kaçaktan az olunca gölette çekilme başladı. Önlem alınmazsa gölü kaybedeceğiz.”
Özkurt’u tedirgin gördük.
“Kaçak nerede diye?” sorduğumuzda suyu tutan bendi gösterdi.
Bu kez devreye, aynı köy ve yayladan olan Mehmet Şahinkaya girdi.
Çocukluğunun da, gençliğinin de burada geçtiğini ifade etti.
Gölet yapılmadan önce derede yüzdüklerinden ve balık da tuttuklarından bahsetti.
Göletin yapımında da bizzat bulunmuş.
Beraber göleti tutan taş bente (duvar) gittik.
Manzara korkunçtu.
Yayla gezen biri olarak Trabzon’un birçok yaylasında göletler gördük.
Suyu tutmak için beton duvarların demirle güçlendirilerek yapıldığına tanıklığımız da var.
Örnek Beypınar ve Hıdırnebi Yaylası’ndaki iki gölet, hatta Hırsafa Yaylası’nda aynı sistem kullanıldı.
Burada ise suyu tutan bent kesme taştan yapılmıştı.
“Neden?” diye sorunca, Mehmet Şahinkaya göletin yapım safhasının şöyle anlattı: “1990 yılı başarıydı. Burada bir gölet yapımı için gerekli makamlara köyümüz ve yaylanın büyükleri müracaat etti. Köylümüz o dönem DYP Akçaabat İlçe Başkanı olan merhum Hamdi Özkurt öncülük etti. Köylülerin de bu inşaatta çalışmaları şartıyla olur verildi. Koryana Köyü’nün taş ustaları derenin önüne kesme taştan duvar yaptılar. Bu zamana kadar iyi dayandı. Sizin de gördüğünüz gibi artık fonksiyonunu kaybetmeye, su duvarlardan sızmaya başladı. Önlem alınmazsa sonu felaket olabilir.”
En derin yeri 12 metre olan göletin uzunluğu yaklaşık 100 metre, genişliği ise 30 metre (yerine göre 40 metre) civarında.
İçerisinde benekli alabalık bulunan gölde su ürünleri tarafından bırakılan alabalık da bulunuyor.
Yapıldığından sonra balık avının yasak olduğu gölde 10-15 kilo ağırlığında balıkların da olduğu iddia ediliyor.

ÖNLEM ALINMAZSA FELAKET OLABİLİR

Şahinkaya, “Gölet miladını doldurdu, bu sızıntının önlenmemesi halinde felaket olabilir.” dedi ve şöyle konuştu: “Gölde muhteşem bir su kütlesi var, patlarsa ne olur? Acısu (Koryana) Köyü ve vadisi yok olur. Bunun için yetkililer buraya gelip, iş işten geçmeden inceleyip önlem alsınlar.”
Yorum katmadan, gördüklerimizi yazdık.
Kuruyan göleti gördük. Taş duvar bentten sızan suyu görüntüledikten ve anlatılanlardan sonra yetkiler biran önce buraya gidip bizim gördüklerimizi görmeli ve biran önce ne yapılacağına karar vermeleri gerek.
Sonuç felaket olmadan!
Unutmadan, bu gelişmeler üzerine DSİ, Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Akçaabat Belediyesi’nde ulaştığımız yetkililerin konudan haberdar olmalarını bırakın, bazı kurumlar böyle bir yer olduğundan da habersiz.
Gerisini siz düşünün.