‘Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek, sen de söze dinlemek yolundan gir ‘der Mevlana.

Gerçekten konuşabilmek için öncelikle işitme duyusu gelişmelidir. 

Mevlana her ne kadar faziletli bir kişi olmak için söylemişse de bu sözü, sağlıklı bir kişi olmak için de durum aynıdır.

Çocuk 4 yaşına kadar işitmiyorsa konuşmayı da başaramaz. Konuşabilmek için etraftaki sesleri iyice duymak zorundadır.

Bu nedenle bebeklerde işitme tarama testleri çok önemlidir. Artık ülkemizde hastaneden taburcu olmadan ilk günden itibaren işitme tarama testleri yapılmaktadır.

Eskiden otoakustik emisyon tarama testleri yapılırdı ancak 1 yıldır ABR tarama testlerine geçildi. İşitme azlığını tespit etmede bu test çok başarılıdır. Bebek bir aylık olmadan bu test mutlaka yapılmalıdır.

Erken tespit edilen işitme kaybı hemen tedavi edilmeli. Olmazsa 6 aylık olmadan işitme cihazı takılmalıdır. 

İşitme cihazı ile duymayan çocuklara biyonik kulak takılır. 4 yaşına kadar mutlaka uygulanmalıdır. Artık 1 yaşından itibaren biyonik kulak takılmaktadır.

İşitme kaybına göre ilerleyen yaşlarda da takılabilmektedir ancak 4 yaşından sonra çocuk konuşmayı öğrenmekte zorlanacağı için işlem ne kadar erken yapılsa o kadar iyi olur.

Türkiye’de her  1000 doğumda yaklaşık 3 bebekte tam işitme kaybı görülmektedir. Bunların erken tanınması çok önemlidir. 18 yaşına kadar bu oran 1000 çocukta 6’ya çıkar.

İşitme kaybı her yaş için önemli bir sorundur. Doğumsal işitme kayıplarının önemli nedenleri arasında annenin alkol alması, kulağa toksik antibiyotik kullanması ve TORC grubu iltihaplardır. 

Ayrıca genetik sebepler vardır. Ancak önleyebileceğimiz nedenler arasında, doğumda hipoksi, uzamış sarılık, kan değişimi yapılan sarılık, menenjit ve 1,5 kilo altı bebeklerdir.

Çocuklarda en önemli işitme azlığı sebebi kulak iltihaplanmalarıdır. İyi tedavi edilmeyen iltihaplanmalar, orta kulakta sıvı toplanmasına yol açar. Tanısı timpanometri ile konur, gerekirse kulağa havalandırma tüpü takılır.

İlerleyen yıllarda işitme kaybı sebepleri, gürültü, ses patlamaları, enfeksiyonlar, travmalar ve tümörlerdir.

Kulağa gelen şiddetli bir ses veya gürültü ciddi işitme kayıpları yapar. İç kulaktaki işitmeyi sağlayan özel TÜY hücreleri tahrip olur. Bu hücrelerin tekrar oluşması imkansızdır. İşitme kaybı kalıcı olabilir.

Tüy hüce kaybı ile olan işitme kayıplarında öncelikle işitme cihazları kullanıyoruz, etkili olmazsa biyonik kulak takıyoruz. Ancak son yıllarda Japonya ve İngiltere’de İÇ TÜY hücreleri kök hücrelerden üretildi. İnşallah yakın zamanda insana enjekte edilebilecek.

Artık beyin sapına kadar elektrotlar uzatılarak biyonik kulak beyne takılmaya başlandı. Yakında geliştirilecek çiplerle beyin hastalıklarından kaynaklanan Santral dediğimiz işitme kayıpları da giderilebilecek.

İşitme kayıplarının tedavisi gelişen teknoloji ile giderek daha kolay çözülecek elbette ancak hiç birisi orijinal kulak gibi olmaz. Bu nedenle kulak sağlığını korumak çok önemli. 

Önce hastalanmamak gerek diyoruz her zaman ki gibi. 

Gürültüden, silah sesinden, kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlemekten, kulağa darbe almaktan  ve enfeksiyonlardan kendimizi korumalıyız. Özellikle de bebeklik döneminde daha ilk günden işitme tarama testlerini mutlaka yaptırmalıyız.