Selamünaleyküm Hayri abi. Dün başımdan geçen bir olayı sana anlatmak isterim. Geçen gün Orman’da yürüyorum baktım karşıdan 10 jandarma, 5 sağlık görevlisi, 20 farklı farklı arama ve kurtarma ekibinden elemanlar, sayısız köylü ve yurt dışından gelmiş bir grup turist bana doğru geliyorlar. Ellerinde fenerler, uçlarında alev olan ağaçlar falan filan. Bir tanesinin sırtında da koca koca halatlar var. Önümden geçen bana selam veriyor, ben de kenarda oturuyorum.

Ama görün insan selini ne kadar kalabalık. Ulan dedim Bursa’da bir şey mi oldu bu millet ormana sığındı. Yoksam eyvah dedim Ormanlarımızı mı yaktılar! En sonda da bir adam var, yaşlı Çin’den gelmiş ama iyi Türkçe biliyor. Yanıma oturdu, “Merhaba kardeş.” dedi. Ben de merhabana merhaba hacı dayı hayırdır dedim.

Çinli dayı, “Bir adam kaybolmuş ormanda onu arıyoruz.” deyiverdi. Yapma ya falan demeye kalmadı ben de bu ormanı çok iyi bilirim tabii hemen katıldım armaya. Ama görün bizi her deliğe bakıyor ekip. Bu sırada önde Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekibinde bir yüzbaşının yanına getirdi beni Çinli, “Kumandan Kumandan bu adam ormanı iyi biliyor.” uyarısında bulundu. Kumandan da aldı beni yanına nerede bir delik, nerede bir kıyı köşe göstermeye başladım. Hava da gitgide soğuyor. Kaybolan adamı bulmaz isek her an donabilir uyarılarında bulunuyorum. Bu ara meğer kaybolan bu adam sosyal medyaya gündem olmuş, bu nedenle mesajları duyanlar ormana koşarak gelmeye başlamış. Her geçen gün kitleler artmaya başladı. Ben size deyim binle başladık siz anlayın şuan 100 bine çıktık. 

*** 
Sekiz saat geçti hala daha ormanı arıyoruz Hayri ağbi(!) bildiğin gibi değil ormanda adım atılacak bir yer de yok. Çünkü dünyanın her yerinden arama kurtarma ve gönüllüler katıldı. Şöyle düşün ormanda 700 bin ağaç var, aramaya katılan bir milyon insan var. Bu ara işi koordine etmek üzere tayin edilen dört orgeneral sekiz korrrrr General (Beş R’li…) on altı Tuğ General var ve alt subaylar var. İş anlayacağınız başlangıçtaki yüz başı ağbi’den çıktı. Artık aramanın 10’uncu günündeyiz biz. Allah var ormanda hiç kimseye denk gelmedik.

Kriz masası, “Yan ormana geçmiş olabilir.” dediğinden Bursa Uludağ’dan başlayan bizlerin yürüyüşü Balıkesir ormanlarına kadar devam etti. Bu sırada önümüzden bir adamın koştuğunu fark ettik. Bir milyon kişi başladık mı adamın peşine koşmaya. Adam önde biz arkada. Ama bir görün var ya toz duman. Neyse Jandarma erlerden bir tanesi adamı yakaladı, “Senin adın Beyhan Mutlu mu?” dedi. Adam, “Yok.” dedi.

Tam ben lafa gireceğim çok rütbeli beş R korrrrr general sen az dur, “O zaman neden kaçıyorsun?” diye sordu. Sonra ekledi, “Sen kesin şu kaybolan adam Beyhan Mutlu’sun” dedi. Adam, “Hayır.” dedi. Yok, evet, sensin, değilsin derken askerlerden biri “şırakşiyin…(!)” efekti ile bir şamar patlattı bu adama.

Hemen ben atıldım, “Bir dakika ya bir şey diyeceğim.” Korrrrr General, “Sus ulan sabah beri her lafa atlıyorsun.” dedi. Sus pus oldum tabii. Hemen oturdum yerime. Arkadaş çok mühim bir şey diyeceğim ama kimseciklerin beni ciddiye aldığı yok.

Neyse Ormanda bulduğumuz adam yoğun baskılar üzerine kendisinin Beyhan Mutlu olduğunu kabul etti. Yani, “şırakşiyin…(!)” efekti ile dayak yemesi muhtemeldir, kabullenmesine neden olmuştur.

Kabul etmese karakolda zorla kabul ettirme ihtimalleri bulunmakta olduğunu varsayım olarak düşünmüş olabilir. Neyselerden bir demet acaba! Adamı kaybolan Beyhan Mutlu’nun karısının yanına getirirseler ne olacak diye sordum?  Aslında ben bu soruyu kendi kendime soruyordum ki bulduğumuz adam cevapladı, “Ne olacak karı beni görünce bu benim kocam değil.” diyecek. Olay da çözülmüş olacak.

“Yok ulan bu korrrrr general ‘şırakşiyin…(!)’ diye kadına şamar atar o kadın da zorla kabul ederse”, “Evet bu benim herif.” derse ne olacak acaba?” 

“Yani bana uyar valla uzun yıllardır ayrılmıştım eşimden.”

“Ha s…!, sevgili korrrrr Generalim benim bir şey söylemem gerek.”

Korgeneral, “Söyle ulan söyle! İlla diyeceksin değil mi tutmadın ağızını.”

“Efendim ben Beyhan Mutlu’yum.”

Tabi ben ağızımdan böyle bir söz çıkınca herkes bir an durakladı. “Nasıl sen Beyhan Mutlu’sun ulan. Sen olsan olsan İnsan Mutsuz olmalısın. Çünkü günlerdir yürüyerek eşkali belli olmayan bir adamı arıyorsun. Hayır gerçekten bu adamsan neden şimdiye kadar demedin?”

“Nasıl diyecektim ey ahali tam konuşacağım asker susturdu. En sonunda kendi kendimi aradığımı anladım ama size bir türlü aktaramadım.”

Bu arada bulduğumuz adam, “Hayır efendim puşt karıyı duydu da ondan öyle diyor.” demesin mi? 

Adımız çıktı mı şimdi de tacizciye. Ah be kardeşim ne alakası var şimdi harbi aradığınız kişi benim. Bu gelenlerin arasında feminist dernekleri mi ne varmış. Beni bir güzel dövmeye başladılar. Önden koşuyorum hepsi arkamdan koşuyor. Balıkesir ormanlarından tekrar Bursa’ya doğru koşuyoruz, arkamda çok kızgın bir grup var.

*** 
Neyselerden bir demet şiddet. Kafama taşlarla falan vurdular derken ben sonunda bizim evin kapısına geldim. Bir de ne göreyim, Müge Anlı bizim evin kapısında canlı yayında. Meğer beni alt kat komşumla yasak ilişkim olduğu için kesmiş ormana gömmüşler. Hayır böyle ilişkim var da benim neden haberim yok onu da bilmiyorum. Bir de bizim evin alt katı yok ki, nasıl ben alt kattaki biriyle yasak ilişki yaşayım. Gizlendim tabi, neden mi? Benim karıyı gaza getirmişler ekmek bıçağıyla bekliyor beni. Ulan ne yapacağım bilemedim. Bu sırada ormandan buldukları ve cebir yoluyla ben olduklarına ikna ettikleri adamı getirmesinler mi? 

Oh kurtardım sonunda inşallah benim karıyı da cebirlerler de ikna ederler. Bu adamı da bir güzel benim karı keser. Neyse ben bir ağaç dibine sindim olanları izliyorum Hayri abi. Korrrrr general – Müge Anlı ve cinayetler nasıl oldu kritik masası yayına başladı. Tüm dünya bu olaya kilitlenmişti. Televizyon izlenme rekoru kırıyor, reyting AB+ABC+TOTAL almış başını gidiyor 99,9 olmuş. Çok sevgili Müge Aba söze girdi, “Ve ormanda gömülmüş olduğunu sandığımız Beyhan bulundu.” bir alkış tufanı cebir yoluyla ben olduğum öne sürülen adam çıktı ekrana. Bizim karı, “Kim la bu?” deyiverdi.

Hadi korrrrr general “şırakşiyin…(!)” yap da ikna şimdi.  Korrrrr General, “Kocan yavrum.” Al sana kayıp ben. Şimdi çıkıp ben buradayım diyeceğim ama yasak aşk yaşamışım haberim yok. Bu ara general adama “şırakşiyin…(!)” diye bir şamar daha attı. “Ulan sen değilsin de neden bizi oyladın.” dedi. Ben tabii gülüyorum. Sonunda anlatılar benim ben olduğumu. Yani kendimi aradım. Hadi ben manyak da size ne oldu, ben olmadığım halde ben diye başkasını getirdiniz. Bunları düşünürken muhtar yanıma geldi, uzaktan fark etmiş, “Beyhan çıksana oğlum ortaya.” dedi. “Nasıl çıkayım muhtar bir içmeye gittik, geri gelene kadar yasak aşktan tut bilmem nereye kadar bana kaldı.” 

Muhtar: “Sorma 1990 yıllarında yapılan tüm faili meçhul cinayetlerinin de tetikçisi sen misin?”

“Yapma ya hiç haberim olmadı!”

Muhtar: “Valla tüm televizyonlarda öyle diyorlar aslında senin kod adın varmış Pembe. Kayboldu süsü vermişin kendine. Çukur Devletin başıymışsın.”

Öyle Hayri baba şuan Silivri’deyim Beyhan olduğumu anladılar. Sevgiler.