Dünyada yüzyıllardır hüküm süren Türk milletinin bunu nasıl başardığını sorgulamamız gerekir. Şimdi dünyaya nasıl hükmediyorlar?

Dünyaya hükmetmek için iyi eğitime ihtiyaç vardır. Bununla birlikte eğitimi yönlendirecek bir sisteme ve en önemlisi uygulayacak bireylere yani öğretmenlere ihtiyaç vardır.

 Toplumları eğiten yönlendiren, yeni nesilleri yetiştiren kişiler öğretmenlerdir. Çünkü çocuk ana kucağından kurtulup konuşmaya başlayıp, kendi ayakları üstünde durmaya başladığı yaşlarda ilk eğitimini annesi ve ailesinden alır sonraki yıllarda hayatına yön verecek eğitimini de öğretmenlerinden almaya başlar.

Bizde bir fidan dikmenin önemi vardır ya.  Bir fidan ağaca bir ağaç ormana diye. İşte çocuklarımız birer fidan misali bir toplumu oluşturur. Diktiğimiz her fidan oluşturduğumuz toplumun bireyleridir. Bu bireyleri ne kadar iyi eğitirsek o kadar sağlıklı bir toplum oluşturmuş oluruz. Burada büyük sorumluluk düşen kişiler bellidir. İşte o kişilerde öğretmenlerimizdir.

O öğretmenlerimizle Kurtuluş Savaşından galip çıkan Türk milleti yeni bir savaş içine girmiştir. Bu savaş cehaletle, bilgisizlikle, eğitimsizlikle ve teknolojik gelişime ayak uyduramamakla yapılacak savaştır. Çünkü iyi bir eğitim bir milleti özgür, bağımsız, şanlı bir topluluk halinde yaşatır, kötü bir eğitimde esaret ve sefalete terk eder.