Hangi belediye icat etmiş bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki bu icat, ne çevreci ne insani ne de estetiktir.

Sanırım Türkiye’nin bütün belediyeleri park alanı yaratmak adına bu işgalci tutumu uyguluyorlar. Amaç belli belediye bütçesine yeni girdiler yaratmak. Oysa bu uygulamalar, yolları daraltmakta araç akışını engellemekte ve yaya haklarını gasp etmektedir. Dolayısıyla insan haklarına aykırıdır. Öyle anlaşılıyor ki belediyeler yeni kaynak yaratmak adına; cadde düzenini ve yaya hakları gibi evrensel değerleri rafa kaldırmış durumda. Bu sözde park uygulamaları, zaten her bakımdan problemli olan kentlerimizi “Araç Kent” görüntüsüne sokuyor ve kentin ruhu iyice kararıyor.

Şüphesiz ki Trabzon belediyesinin sorunlarının başında park sorunu geliyor. Ve belediye bu sorunu diğer öncülerinden örnek alarak çözdü, çünkü artık, “TRAPARK” var ve o her yerde.

Zaten daracık olan yollarımız böylece yeni bir ortakla tanışmış oluyor: TRAPARK. Yolun bir kenarına sarı bir şerit, merkezi bir yere küçük ve beyaz bir kulübe, işlem tamam park sorunu çözümlenmiştir. Bu uygulamaya uyanık sürücülerin yaya kaldırımını araç parkı olarak kullanmaları da eklenince artık şehir katlanılır olmaktan çıkıyor.

Modern ya da tarihi kent iddiasına TRAPARK çok ilkel bir görüntü sunmuyor mu?

Her tarafa babalar dikip yolları daraltmak, kaldırımları ve yolları araç park alanı olarak kullanmak çağdışı kalmış bir yöntem olsa gerek. Daha akılcı ve çevreci hamleler gerekiyor. Günü kurtarmak uğruna yarınımızı park alanına çeviremeyiz...

***

Çok ileri boyutta bir şehir parkı eksikliğimiz var. Coğrafi olarak yeşili en bol olduğu bilinen bu bölgede yeşil alanlara ve parklara muhtaç bir beton kent yaratmayı başarmışız. Bu yaklaşım kentin ömrünü tüketiyor.

Umarım tarihi Avni Aker alanı bu eksikliği gidermek amacıyla yapılandırılır. Çevresinde,

“AVM” olmayan, insan ve doğa merkezli yeni bir cazibe alanı yaratılıp, Meydan’ın yoğunluğu o alana doğru kaydırılabilir. Zira artık Meydan bu yoğunluğu taşımaz oldu. İnsanlarımızı Forum ve Meydan git gelinden kurtaracak yeni ilgi alanları yaratmak gerekir.

Avni Aker alanına dair umudumu koruyorum, inşallah bu anlamda bir hayal kırıklığına uğramayız. Bu bağlamda güncellenip kente kazandırılması gereken bir parkımız var; “Fatih Parkı.” Nedendir bilinmez orası atıl bir durumda terk edilmiş izlenimi vermektedir. Oysa yeşili ve alanı Meydan Parkından çok daha değerlidir. Fatih Parkı acil bir düzenleme bekliyor. Doğa bilimi, estetik, park mimarisi tarih ve modernsizimden beslenecek yeni bir yapılanma parka ruh ve albeni kazandırabilir.

Parkın belleklerde kalan olumsuz izleri bir proje kapsamında silinmeli; kente yeni bir yüz ve yeni bir nefes alanı kazandırılmalıdır.

Ve bu yapılırken köprü altı dolmuş düzeni de yeniden gözden geçirilmelidir. Zira o alan bir “huni” biçiminde araçlar gelip bu huniye dökülüyor ve inanılmaz bir trafik karmaşası yaşanıyor.

O alan kentin merkeziyse yeni bir düzenlemeyi fazlasıyla hak ediyor.

Bu düzenlemeler gecikmeden yapılmalı, zira gecikmelere ve ihmallere Trabzon’un tahammülü kalmadı artık.