Yerel seçimler yaklaştıkça ortalık “İyice renkleniyor”. Büyükten küçüğe bütün partiler maşallah masraftan kaçınmamışlar. Devasa afişler, adayların boy boy portreleri, etkileyici sloganlar süslüyor dört bir tarafımızı.

Afiş giydirilmiş binalar, boydan boya donatılan köprüler, süslenmiş üst geçitler, reklam panoları…

Elektrik direkleri ve bir şey asılabilecek her yere her şey asılmalı.

Her yer çok canlı, şehirlerimiz renk kuşatması altında nefessiz kalmış adeta. Tabii ki afiş çılgınlığı yetmez, sesli duyuru ve müzikli tanıtım da devreye girmeli…

Girmeli ki, renklilik tavan yapsın.

Tabii ki köyler, hatta henüz ısısız olan yaylalar da bu hareketlilikten nasibini almalı. Öyle de olmuş zaten, mezarlıklara kadar her yer bu “renklilikten” nasibini almış.

Sürecin en gözde etkinliği, şüphesiz ki mitingler.

Kalabalıkların yarıştırıldığı, seçim şarkılarıyla kalp atışlarının yükseltilmeye çalışıldığı mitingler.

Bir meydan okuma alanı gibi gerçekleştirilen mitingler.

Projeler, havada uçuşan vaatler, gülümseyen yüzler, sıkılan eller, kucaklanan bedenler…

Afişler, poşet dolusu tanıtım broşürleri ve diğerleri!

Elbette harcanan milyonlar…

Yoksa milyon dolarlar mı demeliydim?

Türkiye gerçekleri açısından bu durum, yaman bir çelişki değil mi?

     &&&&

İttihat ve Terakki Partisinden günümüze yüzlerce parti Türk siyasi hayatında sahne aldı. Hepsi iktidar olabilmek için söylem geliştirip vaat dünyaları oluşturdular.

Türkiye zamanlı, zamansız onlarca seçim yaşadı. Her seçimden aylarca önce siyasi partiler peşlerine taktıkları konsolide seçmenle atlarına binip kılıçlarını kuşanır oldular.

Ve sonra seçim kazanabilmek adına denen ilginç yollar.

Sonuç toz duman seçim atmosferi ve ötekileştirilen kitleler.

    &&&&

Yeni bir seçim anlayışına geçmek imkânsız mı acaba?

Siyasi biatin son bulduğu, partilerin biz yerine hepimiz diyebildiği yeni bir yaklaşım…

Önümüzdeki ilk seçimi değil de ülkemizin sorunlarını önceleyen yeni bir yaklaşım…

Egolardan arındırılmış, özverili hizmet yarışına dönüştürülmüş yeni bir yaklaşım…

Daha demokratik, daha sakin, daha masrafsız ve çok daha hoşgörülü bir anlayışa geçmenin zamanı gelmiş olmalı. Daha fazla zaman kaybetmemeliyiz

Artık seçim süreçlerinde ne doğa ne de insan yaralanmalı.

Seçmen olarak beklentimiz, seçim nezaketi ve demokratik üslup…