Tenekecilerden bu memleket çok çekti. Ülkenin başına bir felaket geldiğinde teneke çalanları kastediyorum. Vatanın bağrına bölücüsü (PKK), ılımlı İslamcısı (FETÖ), mezhepçisi (DHKP-C)hançerini dayadığı bir vasatta teneke çalmak en hafif tabirle aymazlıktır.

Teneke çalmak deyimi halk izanında birinin zor gününden muştu duymak anlamındadır. Etrafımıza şöyle alıcı bir gözle baktığımızda ne kadar da çok insan teneke çalmaya devam ediyor.

Doğu ve Güneydoğu'da vatan evlatları toprağa bir gül misali canını kondurduğunda başka kızgınlıkların tesiriyle teneke çalanları açık düşmanlardan daha haysiyetsiz daha alçak daha şerefsiz buluyorum.

Neymiş, bütün bu olanların müsebbibi onlarmış da o nedenle teneke çalıyorlarmış. Benim ilk gençlik çağımda Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. Komşularımızın evinde radyo olmadığından ajans(haber) dinlemek için bizim eve gelen insanlar hiçbir ayrımcılık hissetmeden Türk askerinin muzaffer olması için dua ederdiler.

Oysaki iktidarda CHP-MSP koalisyon hükümeti vardı. AP ve Güven Partisi gibi bazı partiler muhalefetteydi. Muhalefette olanlar 'ülkeyi bunlar savaş koşullarına soktu' diyerek Kıbrıs Barış Harekâtı’na karşı teneke çalmadılar. Siyasetin bütün yelpazeleri ordumuzun muzaffer olması için tek yürek niyazdaydılar.

Peki bugün bu tenekeciler nereden çıktı?

Bunlar milli ordunun dün Cerablus'ta bugün Afrin'de bütün emperyalist emellere set çekmesine bile çeşitli kulpler takarak teneke çalıyorlar.

Etrafınıza iyi bakın, söylemlerin ardındaki gerçeği deşifre ettiğinizde bu tenekecileri yakinen tanıyacaksınız.

Teneke çalanların siyasi yelpazesine baktığımızda her çeşniden adamların olduğunu da göreceksiniz. Zihniyetinde kişi nefreti ile ülke menfaati arasındaki balansı kontrel edecek olgunluk ve yetkinlikte bir türlü olamayanlar, hangi anlayışın borazanı olurlarsa olsunlar ortak tavır olarak tenekeci olabiliyorlar.

Bütün tenekecilere ve açık bölücü olanlara inat bu millet, prangalarını parçalayıp ebediyen söylenen bir kelam gibi asla bölünmeyeceğiz diyebilecektir. Demekle de kalmayıp Türk milletinin menfaatine hangi netice lazımsa onu da tecelli ettirecektir.

Yeter ki biz tenekecilerin gürültüsünden yılıp pes etmeyelim. Onlar rahmetli Attila İlhan'ın memleketteki hain kotası ile ilgili değerlendirmesinin adresindedirler. Bizim o adreste işimiz olmaz. Gerçek vatanseverler günlük arzuların kumpasına düşüp büyük resmi iyi görmek durumundadırlar.

Bilge Kağan'ın bin dört yüz sene öteden gelen "Ey Türk titre ve kendine dön" çığlığının idrakine hepimiz varmışızdır umarım.