B u ilin eski yerleşim birimlerinden olan, bir çok ünlü film yapımcısı, ilim ve bilim adamının, bürokratın doğup büyüdüğü halen yaşadığı yerin adı Ortahisar mahallesidir!
Açıkçası tarihsel bir markadır Ortahisar!
Merkez ilçeye bağlı 7 belde belediyesi kapatılıp birleştirilen yeni bir ilçeye şimdi Ortahisar Belediyesi adı verilmiştir.
Ortahisar aslında Osmanlı’dan beri valilerin bu ilin tamamını yönettikleri valilik konağının bulunduğu semtin de adıdır.
Yeni valilik binasının 1982 yılında açılmasıyla boşaltılan tarihi bina restore edilerek kültür merkezine dönüştürülürken bir katı, resim sergi sarayı ve kütüphane, bir kısmı da il kültür müdürlüğü tarafından 20 yıla yakın kullanıldıktan sonra 'yazık' denecek bir karara imza atıldı.
AK Parti iktidarı döneminde (İcra dairelerinin sayısındaki ve boşanma olaylarındaki artıştan dolayı adliye sarayına sığmayan bu kurumlar) anlaşılmaz bir şekilde kiralık bir bina bulmak yerine zamanın Bayındırlık ve İskan bakanı Faruk Özak ve il başkanı Genç bu tarihi kültür merkezini, tarihi hazine yerini boşalttırıp, icra dairelerine ve boşanma olaylarına bakan mahkemelere burayı verdirdiler!
Buna karşı olan sivil toplum örgütlerini ve basını tarihi binaya sahip çıkmaya davet eden, il kültür ve turizm müdürü Mehmet Öncel Koç'u görevden aldırıp Niğde il müdürlüğüne gönderdiler.
Ancak bununla merkeze verdikleri ve verecekleri zararı hiç hesaba katmadılar. Kültür merkezinin boşaltılmasının ardından bu şehre tayin olan Vali Hüseyin Yavuzdemir, Vali Nuri Okutan ve Vali Dr Recep Kızılcık bu binayı sembolik yani gelen üst düzey misafirlerin ve yabancı heyetlerin karşılanıp, uğurlandığı bina olarak kullanmak istediler.
Yeni adliye binasının bitmemesi nedeniyle bina boşaltılmadığından amaçlarına ulaşamadan bu şehirden gittiler.
Sanki sonradan gelene vasiyet etmişçesine yeni valimiz Abdul Celil Öz’ün de aynı niyette olduğunu öğrenmek, bu şehre aşık bir evladı olarak beni son derece üzüyor.
Bu tarihi kültür merkezinin yakasını bırakmalıyız. Hak ettiği değeri vererek asli görevine döndürmeliyiz. Allah aşkına şehrin içinde böylesine tarihi bir binamız var mı?
Bu merkezimizi hemen yanında bulunan Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi’yle birleştirerek Atapark'ın ortasında hilkat garibesi gibi duran Gülbahar Hatun Camii’nin sululetini kapatan 1961 yılında yaptırılan kütüphane ve neye yaradığı belli olmayan hiçbir tarihi özelliği olmayan Sarender'in de bir an önce yıkılması gerekir.. O tarih kokan güzelim Gülbahar Camii'nin etrafının tamamen boşaltılması ve bütün güzelliklerinin ortaya çıkması olmazsa olmazdır.
Alırsınız kütüphane'yi getirirsiniz o tarihi kültür merkezinin içine sokarsınız. Asli görevini orada yapar.
Ortahisar'daki tarihi binalarda aman aman sakın eskiye dönerek pansiyon dönemi de başlatmayın. Aktuğ'un belediye başkanlığı döneminde oldu da ne oldu. Oralar esnaf odalarına verilerek Ortahisar esnaf kent olarak buraya 'MinyaTtrabzon' cam fanuslar içine yerleştirilerek yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı haline getirilmelidir. Ortahisar bu şehrin tarihi kimliğidir. Eğer bu şehir Ortahisar'ın tarihi misyonunu, tarihi özelliklerini turizme de pazarlayamıyorsa turizmden bahsetmek olsa olsa sadece sözde olur!..
30 Mart 2014 seçimlerinde Ortahisar'ın seçilecek olan ilk belediye başkanının bu olaya el atması boynunun borcudur!