Varşova'da her şey istediğimiz gibi gelişti. Maç istediğimiz neticeyle bitti. Oyunumuz beklediğimizden de iyiydi. Özellikle bazı oyuncuların inisiyatif almaları hocayı da rahatlattı. Zamanlı hamleler yapmasına imkan sağladı. Sonuç müspet olunca bu seyahatlerin tadı bir başka oluyor doğal olarak. Maçtan bir gün önce buraya varmış olmamız Varşov'nın tarihi ve kültürel yerlerini gezme imkanını sundu bize. Büyük bir özgüvenle dolaştık şehrin muhtelif alanlarını.
Polonyalı insanlarla konuştuk. Trabzonsporu istisna tutarak Özellikle İstanbul merkezli bir kirlilkten haberleri olduğunu malum takımları sayarak bizlere aktardılar. Trabzon emeğin, azmin, bataklıkta büyüyen bir gülün adıdır der gibiydiler. Ara sokaklara dalıp daha avamla görüşmek istedik. Onların Türklere olan muhabbetinin çok samimi özellikler içerdiğini müşahade etmiş olmamız bizi hayli memnun etti. Polonya'da Trabzon'un imajını beklediğimizden daha yüksekt bulduk. Ulusal medyanın pireyi deve yaptığı bir iklimde zihinlerin bulanmamış olması bizi hayrete düşürdü. Katlanan bir mutluluk yaşadık. Galip dönüyor olmamız ise anlatılmaz hazlarla zenginleştirdi seyahatimizi.
Türk insanını iyi temsil etmek için bütün nezaket kurallarına özen gösterdik. Oturduğumuz mekanlarda farklılığımızı fark ettirecek diyaloglar kurduk. İnsan sevgimizin deruni kaynaklarının bize sağladığı derin insanlık ırmağını burada kısa zamanda akıtmaya gayret ettik.
Statta hatırı sayılır bir tarftarımız vardı. Takımımız taraftarlarımıza boyun eğdirmediği için saadetli duygularla donandık. Herkese teşekkür ediyor, Varşova'dan Trabzon'uma selam gönderiyorum.