Küllerimden doğuyorum. Yanma hissinin verdiği yorgunluğu küllerimi üzerimden silkeleyerek atıyorum. Gözlerimi gökyüzüne dikmeyeli ne kadar da zaman geçmiş. Hep yere bakarak yürümekten karşımda olanlardan bile bir haberdim.

Mutlu olmak adına verdiğim savaştan galip mi çıktım şimdi ben. Neden kendimi kandırıyorum ki yenileceğimi bile bile girdiğim bu savaşta hala debeleniyorum battığım çukurda. Mesele aşk değil, mesele dostlar değil tek meselem var oda benlikle.

Ne zor kişinin girdiği savaşta hırpaladığı insanın da aslında ta kendisi olması. Yolda telaşla bir yere varmak için yürürken yavaşlayan adımlar ve akla gelen çılgınca sorular. Toplum kendi kendine konuşan insanlara deli damgasını vurup bir köşeye atarken biraz bile olsa empati yapar mı acaba.

Ayrıldım çocukluğumla bir sınırda. Acır oldu yüreğim. Kendimi korkularımın sensizliğine bırakalı çok oldu. Ölü bedenimin her ayrıntısı sayıklarken fark ettim kanayan yaramı. Gözlerim açık hala tüm dünyaya.

Hayat bile bitkin artık. Çok şikâyetçi var senden, bir çekip gitsen? Yaşamak istemiyorsa insan seni, tek çaresi mi ölmek? Ölmek bile suç ya aslında. Nefes almaya, gözlerimi kaldırıp gökyüzüne bakmaya bile korkar oldum.