Trabzonspor’un başarısını çekemeyen futbol ulemaları her defasında yazıp, çizdikleri gazetelerde dile getirdikleri ekran önlerinde Bordo-Mavili kulübün hakemler tarafından kollandığını üzerine basa basa söylemişlerdi. Algı operasyonlarıyla ortalığı karıştırmak için sağa sola sardırmaktan geri durmadılar. Niyetleri belliydi. Amaç ne? İyi giden tekere çomak sokmaktı. Nitekim Başakşehir maçında başrolde Halil Umut Meler sahne aldı, VAR’da yardımcı rolde ise Hakan Ceylan. Bırakın Türkiye’yi Dünya’nın kabul ettiği penaltıyı vermeyerek Trabzonspor’un iki puanını heba ettiler. Dikkatimi çekti de nedense Başakşehir maçlarında bu bariz hatalar göz göre göre yapılıyor. İki sezon önce şampiyonluk yolunda kritik maçta Başakşehirli Skrtel'in Nwakaeme'yi formasından yaka paça çekip ceza sahasında düşürülmesine hakem Fırat Aydınus devam kararı vermişti. Şimdi de Hasan Ali Kaldırım’ın eline vuran topu Halil Umut Meler ile Hakan Ceyhan ikilisi penaltı olarak değerlendirmeyerek, büyük oyunu gözler önüne serdi. Ligin ikinci yarısının kolay geçmeyeceğini belli ki bu kararla gösterdi. O nedenle Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun serzenişini camia kulak arkası etmemeli. Çünkü Ağaoğlu’da gözlerini açtı arkada dönen dolapların farkında. Unutmayalım ki ne kadar yüzler değişse de zihniyet hep aynı kalıyor.

İYİ BİR ALTERNATİF

Sezon başından beri Hugo ve Edgar ikilisini görmeye alıştığımız defans bloğunun göbeğinde Hüseyin Türkmen ile Denswil’in için Başakşehir maçı önemli bir sınavdı. Ya bu sınavı geçecek yada kalacaklardı. Böylesine kritik bir 90 dakika öncesi herkeste ister istemez bir tedirgin hava oluşmuştu. Oluşması da normaldi. İlk kez bu ikili yan yana formasını terletecekti, hemde iyi bir hücum gücüne sahip olan bir takımın karşısında. Ben Hüseyin Türkmen tarafındayım. Bunu yaparken de Denswil’in hakkını teslim etmek gerekir. Kusursuz bir mücadele örneği ortaya koydu, eksileri yoktu artıları fazlaydı. Açık söylemek gerekirse performansıyla beni de şaşırttı. Ancak kim ne derse desin Hüseyin Türkmen Başakşehir maçında kendine güvenenleri mahcup etmemiştir. İhtiyaç halinde sahaya sürülebileceğini, iyi bir alternatif olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Aslanlar gibi de mücadele edip takıma ne denli katkıda bulunacağının da mesajını güçlü bir şekilde vermiştir. Bravo size. Alkışlar ikinize.

AYNI İZİ TAKİP EDİNCE

 Trabzonspor Başakşehir maçında birebir benzer taktik savaşı yaşandı. Trabzonspor’un her atağa çıkışında Başakşehir kendi kabuğuna çekilip kalesini savundu. Tersi durumda ise Bordo-Mavililer aynı taktikle karşılık verdi. Özellikle iki takımda pas yapmayı seven, kolektif futbolu benimseyen bir zihniyetle yollarında devam ediyor. Zorlu maçta Trabzonspor’da kilit rolü Hamsik, Başakşehir’de ise Visca üstlendi. Belki de iki takımı ayıran tek özellik buydu. Ama tartışmasız sahanın en iyisi Hamsik’ti. Yani söyleyeceğim o ki Abdullah Avcı’nın sistemini benimseyen bir Emre Belözoğlu’nu gördük. Ezber bozmaktan çok taklitle sonuca gitmeyi yeğleyen bir teknik adam profili çizmeye başladı. Sonuçta Abdullah Avcı’nın bu sisteminin yansımalarını puan cetvelinde net bir şekilde gördük, Başakşehir’in de Emre Belözoğlu ile kazanımlarını. Sabır oyunu ile pas yüzdesi yüksek olan takımlar hep kazandığı gerçeğini de ortaya koyuyorlar.

TEBRİKLER HEKİMOĞLU'NA

Başkan Celil Hekimoğlu çok önemli bir kararın altına imza atarak 1461 Trabzon FK ruhunun yeniden profesyonel ligde hayat bulmasına vesile oldu. Böyle bir kararı alan ve yeniden o ruhun Trabzon futbolu ile buluşmasını sağlayan başkan Celil Hekimoğlu’na teşekkür ediyorum. Burada eski kulüp başkanı Serkan Kılıç ve Trabzonspor’un da hakkını teslim etmek gerekiyor. Hekimoğlu’nun böyle bir karar almasının önünü açmaları da takdire şayandı. Yeni ismi ile ilk galibiyetin Ankaraspor karşısında alan 1461 Trabzon FK’ya çıktığı yolda başarılar dilerken inşallah sezon sonunda şampiyonluk mutluluğu yaşayarak hak ettiği değeri elde etmesini temenni ediyorum.