Sırf işini iyi yapıyor diye insanların, milyonların gönlünü kazanmak büyük bir lütuf. Öyle ki işini iyi yaptığı halde takdir görmeyen hatta nefret edilen insanlar bile var. Buradan hareketle bazı mesleklerin diğerlerine nazaran daha ayrıcalıklı olduğunu söyleyebiliriz. Şüphesiz ki bu ayrıcalıklı çalışanların başında sanatçılar ve sporcular var. Bu ayrıcalığı yaşayanlardan birinin başından geçen bir hikâyeye göz atalım.
Afrika’nın batısında yer alan yaklaşık 26 milyonluk genç bir ülke olan Fildişi Sahili, 2006 Dünya Kupasına katılmak için Kamerun ile kıyasıya mücadele ediyordu. Artık son maçlar gelmişti. Fildişi Sahili son maçta Sudan ile; grubun lideri Kamerun ise aynı gün aynı saate Mısır ile karşılaşacaktı. Fildişi Sahillilerin Dünya kupasına gidebilmesi için lider Kamerun’un puan kaybetmesi gerekiyordu.
Fildişi Sahili kendi maçını kazanmış soyunma odasında heyecanla Kamerun maçının da sonuçlanmasını bekliyordu. Kamerun maçı berabereydi. Maçın son anlarıydı ve bu sonuçlara göre Fildişi Sahili tarihinde ilk kez dünya kupasına katılabilecekti. Fildişi Sahili’ni destekleyen herkes bir an evvel maçın son düdüğünü beklerken 90+4 de, uzatmaların son dakikasında, Kamerun bir penaltı kazandı. Kamerun’un puan kaybetmesini soyunma odasında dört gözle bekleyen futbolcular, televizyon karşısındaki milyonlar hayal kırıklığına uğradı. Topun başına geçen Kamerunlu Pirre Wome kaleci ile topu farklı köşelere yolladı. Ancak top direğe vurup dışarı gitti. Son dakika hatta son saniye gerçekleşen bu olay ile Fildişi halkı büyük bir sevince boğuldu.
Bir film sahnesini andıran bu olayın coşkusu içinde, soyunma odasında çılgınca eğlenen futbolculardan biri, bir dönem ülkemizde de forma giyen dünyaca ünlü futbolcu Didier Drogba eline mikrofonu aldı. Takım arkadaşlarıyla beraber dizlerinin üzerine çöktü. Ve şunları söyledi.
“Fildişi Sahili’nden bayanlar ve baylar, ülkenin kuzeyinden, güneyinden, merkezinden ve batısından herkes… Bugün bütün Fildişi Sahilliler olarak bir arada olup ortak bir amaç uğruna çalışabileceğimizi gösterdik. Kutlamaların bütün ülkeyi birleştireceğine söz vermiştik, bugün dizlerimizin üstünde size yalvarıyoruz.”
“Affedin! Affedin! Affedin! Afrika’da bu kadar çok zenginliğe sahip bir ülke savaşmamalı. Lütfen silahlarınızı bırakın ve demokratik seçimler yapın. Her şey çok daha iyi olacak.”
1960 yılında Fransa’nın kontrolünden ayrılarak bağımsızlığını kazanan Fildişi Sahili 1990’lı yıllardan itibaren etnik çatışmaların içindeydi. Ve bu çatışmalar giderek şiddetleniyordu. Drogba’nın soyunma odasından yaptığı bu açıklama yıllarca devam eden çatışmaların durmasına sebep oldu. Etnik gruplar arasında diyaloglar gerçekleşti. Ilımlı bir sürecin içinde giren ülke bir müddet huzur buldu. 
Bu olay, futbol asla sadece futbol değildir, sözlerini hatırlattı. İşini iyi yaptığı için sevgi biriktirmiş bir futbolcu her an filmlere konu olabilecek bir hikâyenin kahramanı olabilir. Ayrıca kötü karakterlere can veren ünlü oyuncu Erol Taş’a bir ödül töreninde küfürler edildiği, taş ve sopalar atıldığı düşünüldüğünde işini iyi yapan herkesin Drogba kadar şanslı olmadığını da not edelim.
Fildişi Sahili’ne geri dönersek ülkede etnik çatışmalar uzun bir süre dinse de zamanla tekrar alevlendi. Ve maalesef ki günümüzde halen daha bu çatışmalar yaşanıyor. Bütün çatışmaların bir gün son bulması dileğiyle.