Evet, sevgili dinleyiciler dakika 87 Brezilya 1 Arjantin 1 skoru ile karşılaşma sürüyor. Messi top aldı ona çalım buna çalım attı. “Ne oluyor lan orada?”  sahaya biri girdi sevgili izleyiciler. Yok ya biri değil birkaç kişi girdi. Saha karıştı diyeceğim ama yok! Başka bir şeyler oluyor sevgili “Radyo Gol” dinleyicileri şuan karşılaşma durdu. Brezilyalı oyuncular koşuyor arkalarında da 20 kişilik bir heyet onları kovalıyor. Şaşılacak bir durum yaşanıyor. Oda ne Arjantin Sağlık Bakanının da saha da koştuğunu görüyorum. 4 “Berezilyalı(!)” futbolcu çok hızlı şekilde soyunma odasına girdiler. Arkasından sağlık bakanı, sağlık genel müdürü, 10 doktor, 15 hemşire, 20 filasyon ekibinden çalışanlar takip etti… 

Evet, sevgili “Radyo Gol” dinleyicileri şuan bende o ekibi takip etmeye başladım. Aman Allah’ım başkent sokaklarında koşuyoruz herkes bize bakıyor. Önde 4  “Berezilyalı(!)” futbolcu arkasında bizler, benim elimde mikrofon canlı – canlı sizlere anlatıyorum şuan kovalamacayı… Şehrin dar sokaklarından geçiyoruz halkta katıldı şuan koşumuza kimseler ne olduğunu tam manasıyla anlamadı… Şuan yanımda Arjantin Sağlık Bakanın Kukuvaka Sağlova var sizin için hem koşuyoruz hem de röportaj yapıyoruz… Bakan bey biraz nefes nefese söylediklerinden bir şey anlamaya bilirsiniz… 

“Hayırdır Bakan abi, neden koşuyorsunuz bu futbolcuların peşlerine?”

Kukuvaka Sağlova;” Bu hıyarların testlerin pozitif çıktı. Virüsü ülkemize yayacaklar puştlar. Bu nedenle gözaltı yaparak deport edeceğiz onları…”

“Nasıl Yani?”

“Covid – 19 bunlar, neyini anlamadın yani…”

“Peki; Bütün takıma ne olacak?”

“Sence?”

“Karantina!”

“Zeki çocuk…”

Evet, sevgili dinleyiciler sizlerde duydunuz meğer bizim futbolcular pozitif çıktı ve arkasında maskesiz, sosyal mesafesiz Buenos Aires sokakların da 100 bin kişi koşuyor. Kimisi elinde telefon ile sosyal medya da paylaşımlar yapıyor, Kimi ise hayranı olduğu futbolcularla sohbet etmek istiyor. Türkiye’de yapılan Avrasya maratonu gibi oldu şuan burası, kimisi aileleriyle kovalamacaya katıldılar… Aman Allah’ım oda ne köprü üzerinde piknik yapanlar var… 

Bu ara ben çok yoruldum bir motosiklet kiraladım öne doğru ilerliyorum. Kovalamacaya katılanları sizlere aktarayım, Arjantin Genel Kurmay Başkanını görüyorum,  Arjantin İçişleri, Adalet, Spor Bakanlarını görüyorum el ele tutuşmuşlar… Koşuyorlar… 

Tüm polis güçleri koşanlar arasında… 

Yavaş yavaş ön kısımlara doğru ilerliyoruz sevgili dinleyiciler… Kimler yok ki, Arjantin televizyonları ve gazeteler canlı yayın araçları… Alçak uçan jetler, yüksekte radarlar… 

Sizler için futbolculara yetişmeye çalışıyorum lakin inanılmaz bir kalabalık var babalar… 

Ne olacak Şimdi bende çok merak ediyorum… 

Oda ne aman Allah’ım gözlerime inanamıyorum donanma başkent sokaklarında şuanda, gemileri karadan yürüterek geldiler… Yanımda Arjantin başbakanı var… 

“Merhaba sayın başbakan, şuanda görüyoruz ki, ülkede çok büyük bir güvenlik zafiyeti var…”

“Sorma hacıya ilk defa ülkemizde kırmızı seviyede bir alarm verdik. Brezilya gizli olarak ülkemize virüslü sporcuları sokarak ekonomimizi durdurmak ve bize zarar vermek istiyor. Biz büyük Arjantin halkı olarak buna izin vermeyeceğiz…”

“Nasıl yani, dış güçler mi sizce, bu futbolcuları ülkeye yolladı?”

“Evet, tabi ki de..! Görmüyor musun? Şu durumlara nereden geldik… Bir tane vakamız yoktu “Amarika(!)” ne dediyse yaptık aşılarımızı da olduk ülke olarak dişlerimiz de tamam ama ne oldu. Bu “Berezilya(!) “bizi kıskanıyor. Bu nedenle ülkemize kasten futbol karşılaşmasını bahane ederek virüsü sokmak istiyor. Ama yerler mi? Ey “Berezilya(!)” akıllı ol…”

Sevgili dinleyiciler Arjantin sokakların da tam bir karnaval havası var aslan tut tazı kaç oynanır gibi önde “Berezilya(!)” tazı topçular arkada ise tüm Arjantin halkı koşuyor… Yalnız sporcuları tebrik ederim hiç nefesleri kesilmedi düşünün 150 KM koştuk hiç durmadılar bende motosikletle yetişemedim onları… 

Çok süratli gitmesini istiyorum sürücünün… Teh – Teh… Haydi, yavrum ayrıl da git… 

Son 100 metreye girmek üzereyiz önümde futbolcular “Arajantin(!)” Paraguay sınırına geldik…  Yahu bu kadar hızlı nasıl geldik anlamadım… 

Paraguaylı yetkililer şaşkın bakışlarla bizlere bakıyorlar… Asunsion sınır kapısında görevli personeller önde dört futbolcu arkada ben ve motosikletim bizim arkamızda 2 milyon “Arajantinliyi(!)” görünce alarm düğmesine bastı… Galiba bizleri göçmen sandılar… 

Anons etmeye başladılar, “ Dikkat dikkat sevgili “Arajantinliler(!) lütfen durun…” arkamızdakiler bir anda durdu… Anonsu duyunca şak diye durdular inanamıyorum bir ben ve 4 futbolcu kaldık koşan. Tanklar, füzeler, tüfekler bizlere doğrulmuş durumda… 

Sınırı geçtik bu ara onu da belirteyim artık Paraguay’dayız… 

Ben, Motosikletim, dört futbolcu… Bir anons sesi daha duyuyorum… 

“Dikkat dikkat “Berezilyalılar(!)” lütfen durun…”

4 futbolcuda durdu bir ben kaldım yoluma devam ediyorum… Sonuçta beni anons etmediler… Paraguaylılarda şaşırdı anonsa devam ediyorlar…

“Dikkat dikkat Meksikalı dur, Kübalı dur, Kolombiyalı dur…”

Türkiye akıllarına hiç gelmeyecek sevgili dinleyiciler ben en iyisi geri döneyim olay arkada kaldı malum sizler de hikâyenin diğer tarafını kaçıracaksınız zırt diye geri dönüyorum…

Paraguaylı yetkili, “ Sen hangi ülkedesin kardeş?”

“Ben I am Türkiye…”

“Oooo Türkmüş…”

Anons, “ Türk dur…”

Durdum ya manyak anonsçu daha neyin peşindesin… Neyse sevgili dinleyiciler şuanda gözaltına alındık ben ve dört futbolcu yetkililer başımızda İspanyolca konuşuyorlar bende sadece yarım yamalak Türkçe var umarım biliyorlardır… Bu ara sokuldum futbolcuların yanına, “ Hayırdır neden bu kadar koştunuz ?”

“Kardeşim biz aşı olmak istemiyoruz. Bütün ülke toplanmış bizi zorla aşı yapacak.” 

“Nasıl yani?”

“Amarika(!) istedi diye neden aşı olalım lan biz! Test yaptılar bizi, pozitif çıktınız dediler. Sonra bekledik yine yaptılar yine pozitif. Ben belki hayata pozitif bakan bir adamım. Öyle değil mi kardeşim…”

“Ama sizde virüs varmış?”

“Ola bilir o benim canım virüsüm. Size ne?

“Aşı olacak mısınız?”

“ Kardeşim biz Abdurrahman Dilipakcı’yız olmayız. Yani tüm “Arajantin(!) Ahmet Hakancı ola bilir… Lakin, biz Dilipakcı’yız… Tanrı, Tanrı…”

Evet, sevgili dinleyiciler görmüş olduğunuz gibi “Amarika(!)” kıtası ikiye ayrıldı Dilipakcılar – Hakancılar…  En fazla da neye şaşırdım Türkiye’de ki kavga nasıl oldu da buraya kadar geldi kardeşim…

Şuan dünya sağlık örgütünden bir heyet yanımıza geldi… Bir odanın içerisinde sıkıştık kimse bizle temas etmiyor, Mu, Si, Ki, Li, Mutanları olmuş ola biliriz… Nasıl yani Covid 19 değil miyiz dedim… O iki yıl önceydi şimdi Mu, Si, Ki, Li virüsleri varmış… Yapmaya bizim Türkiye’de baya geride kaldı… Bu arada dışarıda sloganlar atılıyor… Hepsi Ahmet Hakan’ın tarikatında… Şuan Dilipakcılar azınlık dört kişiler… Ben neci miyim? Türkiyeliyim, soldan Rus ve Çin aşısı sağdan Alman ve Amerikan aşısı olmuşum… Yani ne Hakancı ne Dilipakcıyım… 

Kapıyı çaldılar… Aşı kartımı gösterdim dişlerim de tamam dedim… Dünya Sağlık Örgütü lideri bilmem ne, “ Olmaz bu aşılar yetmez sana yine vurmamız lazım…”söyledi… 

İçeri ordu tanklarla müdahale edecek şekilde hizaya geçti namluları bize tiktiler… Her an ateş edile bilir… 

Dışarıdan bir anons, “ tişörtlerinizi sıyırın ellerinizi yukarı kaldırın ve teslim olun kanun aşısından kurtulamazsınız!”

“Hayda ha…”

Futbolcular kadro dışı kalacakları ve bir daha takım bulamayacakları korkusundan dolayı teslim oldular… Şuan süzgece döndüler o kadar aşı oldular yani…

Acaba ben buradan Türkiye’ye kadar koşa bilir miyim? Yok, canım arada okyanus var onu nasıl yüzeceğim… Bir kuru yük gemisi Ro – Ro’ya otostop çeksem…   Yaşasın Ahmet Hakan O zaman… I am sorry Dilipak abi… 

Beyaz donumu çıkarıp şuan sallıyorum… Teslim oldum…