Bölücü şairin dediği gibi "Hasretimden" değil "Hayretimden" prangalar eskittim. Niye? Çünkü, Doğu ve Güneydoğu'da vatanına, devletine bağlı, üniter yapıdan yana kim varsa önce tehdit ediliyor, şayet onların pis yoluna girmezse çoluk çocuğunun önündeymiş denmeden kurşun yağdırılıyor.

Son olay Diyarbakırın Lice ilçesinde yaşandı. AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı evinin önünde kahpe kuşunlarla şehit edildi.

Olay nasıl gerçekleşti?

"Olay, cuma akşamı saat 23.30 sıralarında Lice ilçe merkezinde meydana geldi. AK Parti ilçe başkan yardımcısı evli ve 4 çocuk babası Orhan Mercan, evinin önünde silahlı saldırıya uğradı. Kimliği belirsiz (PKK) kişi ya da kişilerce düzenlenen saldırıda kurşunların hedefi olan Mercan, ağır yaralandı.

Saldırının ardından olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Lice Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Mercan, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Orhan Mercan’ın cenazesi, otopsi için Diyarbakır’a gönderildi, cumartesi günü de toprağa verildi.

Saldırının PKK’lı teröristlerce düzenlendiği ihtimali (kesin) üzerinde duran polis ekipleri, ilçede geniş çaplı operasyon başlattı.

AK Parti Lice İlçe Başkanı İsmail Demir AA muhabirine yaptığı açıklamada, olaydan duydukları üzüntüyü dile getirdi.  Demir, ilk bulgulara göre saldırının PKK'lı teröristler tarafından gerçekleştirildiğinin belirlendiğini ifade etti.  Evli ve 4 çocuk babası olan Mercan'ın, partideki görevinden ayrılması için daha önce terör örgütü tarafından tehdit edildiği öğrenildi."

Ben en az asker şehitlerimiz kadar bu gibi vatan evlatlarını kaybetmemize üzülüyorum. Bölgeyi çakallara terk etmeyen, Türk bayrağından yana duran ve sadece kendi canını değil çoluk çocuğunun canını riske atarak o bölgelerde direnen her insana büyük meftuniyetim var.

Trabzon'da ay yıldızlı bayrağı sallamak kolaydır ama o bölgelerde cesaret ister. Şayet bir gün buradaki gibi o kutsalımız nazlı nazlı oraların her köşesinde dalagalanacaksa bunda rahmetli Orhan Mercanların kanı, canı vardır diyeceğiz.

Allah mekanını cennet eylesin!

Kılıçdaroğlu akıl etse de bu elim olaydan sonra yürüyüş kıblesini Dıyarbakır'a çevirse. Gerçi çevirebilir kanaatinde değilim. Atvin'de yapılan saldırıyla kendisini hizaya getirdiler. Yani onun bir daha cepheden PKK'ya söz söyleyecek ne mecali ne de ricali kalmıştır. Ha birileri 'yürü' derse o zaman işler değişebilir. O birileri de vatan için, millet için, bayrak için, devlet için 'yürü' demeyeceğine göre öyle hayırlı bir yürüyüş nasip olmaz kanaatindeyim.

"Bir musibet bin nasihatten evladır" derler ama o galiba bu Kılıçdaroğlu için geçerli değil.