Birkaç gün önce Şırnak’ın Uludere ilçesinde kalleş PKK’lı teröristler tarafından şehit edilen hayatının baharında olan kahramanımız Sinan Hamza’yı Araklı’da mahşeri kalabalıkla son yolculuğuna uğurlamıştık.

Öyle ki insanlar meydanlara sığmamış, çatıların üzerinde cenaze namazını kılmıştı.

Tabii şehidimizin cenaze töreninde istenmeyen olayların yaşanması acımızın üzerine tuz biber oldu.

Duyarsız bir vatandaşın CHP Genel Başkanı yazılı bir çelengi tören esnasında yere atması çok yanlış bir hareketti.

Herkes farklı bir partiden olabilir, tepki koyduğu siyasetçiler de olabilir fakat bu tepkinin yeri şehidimizi ebediyete uğurlarken olmamalı.

Bu tür davranışlar, şehidimizin ruhunu incittiği gibi kalleşlerin ve düşmanlarımızın da istediği davranışlar.

Böyle davranmak kimseye bir fayda sağlamaz aksine birlik ve beraberliğimize de zarar verir.

Bir de bu tür olayların ardından bazı yerel siyasetçilerin öfkeyle yapmış olduğu yanlış açıklamalar akıllara durgunluk veriyor.

Bu açıklamalar, toplumu galeyana getirmekten başka bir şey değil.

Açıkçası yangına körükle gidiliyor.

Çelengin yere atılması ne kadar yanlışsa Cumhuriyet Halk Partili yerel bir siyasetçinin sosyal medya hesabından yaptığı talihsiz açıklamalarda bir o kadar da yanlıştı.

Ayrıca AK Partili diğer bir genç siyasetçinin de ona aynı yanlış ifadelerle cevap vermesi de bir hataydı.

CHP’li siyasetçinin çelengin yere atılmasını Trabzon’un en büyük ikinci ilçesi olan Araklı’ya yüklemesini bir akıl tutulması olarak değerlendiriyorum.

‘Bu işi yapan Araklılı zavallılar’ ifadesi yakışık bir ifade olmamıştır. Bu siyasetçimiz belli ki bu açıklamayı öfkeyle, düşünmeden, kızgınlıkla yapmış.

Eleştirinizi, tepkinizi tabii ki ortaya koyabilirsiniz ama bir ilçeyi küçümseyerek değil, toplumda infiale neden olacak şekilde değil.

Kaldı ki bu ilçe sizin şehrinizin ilçesiyse…

Bu siyasetçimize şunu da sormak isterim; aynı istenmeyen olaylar, kendi ilçenizde olsaydı kendi ilçenizi de küçümseyici açıklamaları yapabilecek miydiniz? Merak ediyorum.

Lütfen herkes, hepimiz biraz daha sağduyulu olalım. Söyleyeceğimiz, yazacağımız sözleri bin defa düşünelim.

Ayrıca CHP’li siyasetçimize AK Partili bir diğer siyasetçimizin hakarete varan açıklamalarla cevap vermesi daha da üzücüydü.

Hakaret etmek yerine bu olayın Araklı’da yaşanmasının üzücü, yanlış olduğunu ve CHP’li siyasetçinin Araklı’yı küçümsemesini, daha nazik ifadelerle kendisine iletmiş olsaydı çok daha yerinde bir açıklama olacaktı.

Ne yazık ki yine olmadı. Sağduyunun yerini maalesef öfke ve kin aldı.

Bu iki siyasetçimize de şunu hatırlatmakta fayda var.

Milletimiz nasıl ki 15 Temmuz’da hain darbe kalkışımında ellerindeki Türk bayraklarıyla parti ayrımı gözetmeksizin sokaklarda tek yürek, tek vücut olmuşsa bundan sonra da aynı şekilde yoluna devam etmek istiyor.

Unutulmamalı ki o kanlı gecede yürekleri vatan aşkıyla dolu olan AK Partili, Cumhuriyet Halk Partili, Milliyetçi Halk Partili, Saadet Partili ve diğer partililer sokaklara çıkıp göğüslerini tanklara siper ederek birlikte darbe girişimine karşı koydular.

Bu yüzden lütfen eleştirilerinizde daha duyarlı olun. Toplumu ayrıştırmayın.

Eleştiri ve tepki olacaksa bu kimseyi ötekileştirmeden, toplumu germeden ve aramıza nifak tohumları ekmeden olmalı.