Yeniden yasakların başladığı bu günlerde hayatın güzelliklerini daha iyi anlamaya başlıyoruz. Değerini bilmeden yaşayıp geçtiğimiz nice güzelliklerin farkına şimdi varıyoruz.

Mesela; ne kadar da güzelmiş özgürlük!

O güzelim yaylalarımızda saatlerce horon oynamak, o güzelim kemençenin teline vurmak rüya gibiymiş gerçekten.

Toplumsal yüzleşmemizi yaparken sorgulamak istemediğimiz hatalarımızla baş başayız artık.

Tükettiğimiz birçok şeyin acısı şimdi çıkacak.

Artık üretme zamanı…

***

Bu zor şartlar içerisinde 3. filmimi çektim.

“Haydee… Vargit” diyerek çıktık yaylaya.

6 kişilik film ekibiyle bir hafta boyunca sonbaharın en güzel günlerinde bu eşsiz coğrafyayı film karelerine aktardık.

Hikayemiz bizden, içimizden.

Karadeniz'in en güzel yaylalarından olan Kadırga’da havalar soğumaya başlamış, vargit çiçekleri de açmıştır. 

Mesajı bellidir bu çiçeğin:

“Kış geliyor köyüne dön insanoğlu” demektedir doğa ana...

Kadırga’da ailesi ile yaşayan çoban Ümit de dönüş hazırlığına başlamıştır. Köyden gelecek can arkadaşı Garabalta’yı beklemektedir. 

Üç gün sürecek bu yayla dönüşünde ona arkadaşlık edecektir.

Yardımlaşmanın, duygunun, kararlılığın, doğayla mücadelenin hikayesini anlattık.

Vargit çiçeklerinin açması ile yaylalardan köylerine dönüş yolculuklarını sunduğumuz, belgesel sinema tarzında çekilmiş, doğal oyunculardan oluşmuş bir film.

TRT ve Netflix'te yayınlanması planlanan, uluslararası film festivallerine de katılacak olan bu film benim kalfalık eserim olacak.

Açıkçası imkansızlıklarla çektiğimiz bu filmi gelecek nesile bir eser bırakmayı amaç edinerek bitirmeye çalışıyoruz.

Memleketimizin bu güzelliklerini en güzel, bu memleketin insanı olan bizler en iyi şekilde anlatabiliriz. 

Dışardan gelip bizimle ilgili asılsız espri ve uydurma hikayelerle film ve dizi film yapanlara inat biz, insanımızı ve değerlerimizi en yalın, en doğal haliyle anlatacağız herkese.

***

Öte yandan; “Haydee” adlı bir albüm kitabımı da 2021’de okuyucuya sunarken “Yüreğumun Orta Yeri” adlı albüm kitabımın da ikinci baskısı İngilizce olarak güncelleme yapılarak basılacak.

2021 Mayıs ayında “Hayde” adlı fotoğraf sergimse Dolmabahçe Sarayında 15 gün sanatseverlerle buluşacak.

Bu zor zamanlarda bunları yapmak bir güç istiyor. 

***

Duyarlı görünüp duyarsız davranan insanlara mesaj vermek için bunları yazdım.

Yüreğindeki güzelliği hiç kaybetmeyen birkaç kişi dışında bu güzel işlere destek veren çok kişi yok ne yazık ki.

İstanbul'a her gittiğimde bu projelere destek olması için hep birileriyle görüşüyorum. 

Bizim bu memleketin yapmacık sevdalılarına sanatı anlatıp destek istemek, yayladan göç eden sığırlara Van Gogh’u veya Mozart ı anlatıp süt istemeye benziyor.

Ama, ne yazık ki bu ilgisizliği kabullendim sanki.

Hayal kırıklığına uğramıyorum, önüme bakıyorum daima. 

Bizi anlayan az da olsa daima birileri var olacak, hissediyorum. İşte öyle biri, bize güç veren, umutlandıran bir örnek: Bu duygularla iniyorum Galata’dan Karaköy İskelesi’ne.

Gülümsemesi hiç eksik olmayan arkadaşım Atilla Berber geldi beni iskeleden almaya. 

Yemeği yedik Eminönü’nde çay içerken birden “Editörün parasını sen verecen” dedim.

Anında yanıt verdi: Haftaya yarısını, sonraki ay da kalanını versem olur mu?

“Laa” dedim... 

Senin yüreğin yeter bize, sen hep varol!