Ortahisar’da metrekareye 63 kilogram yağışın düştüğünü hatırlatan Akaç, bu miktarın afet oluşturacak düzeyde olmadığının altını çizerek, yaşanan taşkınların altında yatan sebepleri ve çözüm yollarını detaylarıyla sıraladı.
“TEMEL SORUN, YUKARI HAVZALARDA, DERE MECRALARINDA HİÇBİR TEDBİR ALINMAYIŞIDIR”
Derelerin yukarı havzalarında tedbir alınmayışının temel sorun olduğunu vurgulayan Akaç, “Ortahisar’da Kaşüstü’nden başlayarak Yıldızlı’ya kadar benzer özellikte 18 yan dere mevcuttur. Bu afetin temel nedenlerinden biri, yukarı havzalarda, dere mecralarında hiçbir tedbir alınmayışıdır. Yoğunluklu sorun oluşma nedeni, derelerin kapalı kesitlerinin büyük miktarda oluşu ve dere havzalarında kısmi kıyı kenar ıslahları olmasına rağmen yukarı havza tedbirlerin yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır.” dedi.
Akaç, taşkınların gözlemlenen nedenlerini şu şekilde sıraladı:
“Yağışların lokal ve kısa zaman aralığında düşüşü, dere yatak kapasitelerinin yetersizliği, taşkın öncesi dönemde topraktaki suya aşırı doygunluk, yerleşim yeri içinde dere yataklarının üzerinin kapatılmış olması, Kanuni Bulvarı inşası ile suların akış doğrultularının değiştirilmesi, Ortahisar ilçe merkezi yerleşim alanlarındaki gelişmelere dayalı kazıların kontrolsüz yataklara bırakılması, dere yataklarına müdahaleler, derelerin yukarı havza tedbirleri yanında mecraları boyunca ıslah tedbirlerinin bütünlüklü ele alınmayışı, yol ve inşaat amaçlı yapılan kazıların dere havzalarına kontrolsüz bırakılması, Sahil Yolu inşa amaçlı yapılan dolgu içindeki menfezlerin eğimi ile dere mecra eğimlerinin uyumsuzluğu, Sahil Yolu yolundaki menfezlere bağlanma yerindeki fiziki durum, sahil dolgu kotunun, Ortahisar ilçesi batı yönünde 1 ve 2 nolu Beşirli Mahallerinde iç yol kotundan yüksek olması, dolgu alanında derelerin muhtemel taşma riskine karşı akış doğrultuları boyunca tahliye kanalı olmayışı, taşkınlara neden olan yan dere havzalarındaki arazi kullanımı ve kıyı şevleri boyunca yetersiz ıslahlar, menfezlerin ve mazgalların periyodik bakımındaki eksiklik, dere yataklarında akış doğrultusuna engel teşkil edecek şekilde ıslah ile oluşturulan kurplar, dere kıyısı boyunca mülkiyete dayalı uygunsuz arazi kullanımları, dere yataklarını kesen yol geçişlerinde yeterli kapasitesi olmayan sanat yapıları inşa edilmesi, ve kurumlar arası koordinasyon eksikliği.”
AKAÇ, ÖNERİLERİNİ SIRALADI
“Doğal afetler, yerel idareler ile kamu kurumlarının sadece taşkın anında değil, öncesinde de koordineli bir şekilde hazırlığı ve olay esnasında da koordinasyonu gerektiren olaylardır. Fiziki önlemler yanında, şehirlerimizi afete dirençli konumlar olarak yeniden planlama zorunluluğu vardır. Kamu idarelerinin taşkınlar nedeniyle oluşan maddi zararların tespiti ve giderilmesine yönelik planlaması, fiilen yaşananlar ile orantılı olmalıdır. Kırsal alanlarda oluşan hasarların giderilmesi için kurumlar arası koordinasyon sağlanmalıdır. Kırsal alandaki heyelanlar ile akışa geçen hafriyatın depolanacağı alan oluşturulmalıdır. Ortahisar Belediyesi’nin kırsal alandaki hasar gören ve yeniden inşası gerekli olan tesislerin yeniden inşası için yaklaşık olarak 200 milyon TL’lik bir acil bütçeye ihtiyaç vardır. Bu bütçenin, Afet Fonundan tedariki sağlanmalıdır. Karayolları, DSİ, yerel idare özellikle dolgu alanındaki kapalı kesitlere akışların geçiş şartlarını yeniden ele almalı, membaa doğru alanları da esas alarak ıslah şartlarını düzenlemelidir. DSİ sorun oluşturan ve oluşturması muhtemel diğer yan derelerin havzalarını memba-mansap şartlarında bütüncül bir ıslah gerçekleştirmek üzere etüt etmeli ve bir an önce ıslah önerileri inşa edilmelidir. Ortahisar merkezli derelerin mecra eğimleri oldukça yüksektir. Bu şartlarda akışa geçecek suların yıkıcı tesiri her zaman olacaktır. Mecra eğimlerini düzenleyici tedbirler alınmalıdır. Ortahisar merkezinden geçen derelerin ortalama mecra eğimleri % 20-35 arasında değişmektedir. Bu eğimde afet halinde sorun oluşmaması mümkün değildir. Dolayısıyla her bir derenin uygun havza eğimine getirilmesi gereklidir. Belirli hidrolik kapasitesi olan dere, yan dereler üzerinden geçen yollar için büz, menfez şeklinde geçişlerden vaz geçilmeli köprü geçişi şeklinde yapılar tasarlanmalıdır. Kırsal alanda yapı inşaat alanlarının tespiti ve ortam hazırlığında kamusal denetim yetersizidir. Vatandaş bilimsel tespitten uzak, kendi insiyatifi ile hareket etmektedir. Kamu idaresi kesinlikle bu konuda belirleyici olmalı, yerel idareciler sorumluluk almalıdır.”
“ORTAHİSAR’DA OLUŞAN BU TAŞKINLARA ‘TEK BİR SORUMLU’ ARANMASI DOĞRU DEĞİLDİR”
“Ortahisar merkezli derelerin mecra eğimlerinin oldukça yüksektir, bu şartlarda akışa geçecek derelerin yıkıcı tesiri her zaman olacaktır” diyen Akaç, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Bölgemizde yağışlara dayalı taşkın sorunları her zaman oluşabilecek bir afet halidir. Önerilerimiz daha az mal ve hiçbir şekilde can kaybı oluşmamasına yöneliktir. Taşkın ve aşırı yağışlar sonucu heyelanlar iklimsel ve topoğrafik şartlar yanında geçmişten bugüne yapılaşma şart ve konumlarındaki teknik öngörüsüzlüklerin birer sonucu olarak önümüzdedir. Ortahisar’da oluşan bu taşkınlara ‘tek bir sorumlu’ aranması doğru değildir. Birçok kurum ve kuruluş yanında, vatandaşımızın da sorumluluğu vardır. Sıralarsak; temel sorumluluk sahil dolgusu içinde geçirilen kapalı kesiti ve arazi kotunu bu durumu öngörmeden belirleyen, en azından dere mecraları boyunca dolgu alanında taşkın tahliye kanalı düşünmeyen, Karayolları kurumundadır. İkincil sorumluluk bu dolgu içinden geçen derelerin mansap alanlarında bir takım tedbirler inşa edilmesine karşın, memba alanlarında, özellikle afet halinde şev oyuntuları ile akışa geçecek malzemeleri tutacak yapıları inşa etmediğinden DSİ kurumundadır. Üçüncül sorumluluk, özellikle mazgalların açık tutulmasından sorumlu olan ve periyodik bakımda eksiklikleri olan aşırı yağış öncesi mazgal kapaklarının açılıp suyu tahliyesinde geciken yerel idarededir. Dördüncül sorumluluk ise hepimizdedir.”