İslam itidal dinidir. İtidal, aşırı olmama, ölçülü ve dengeli olma anlamlarına gelen bir kavramdır. İslam, hayatımızın her noktasında ölçülü ve dengeli olmayı, itidalden ayrılmamayı bizlere emreder.
    İnsanoğlu madde ile mana, ruh ile beden, dünya ile ahiret arasında denge kurduğu sürece mutlu olacaktır. Dünyamızda huzur ve barışın, güven ve kardeşliğin egemen olması da ancak ilahi dengeyi korumakla mümkün olacaktır. Alışverişte, giyim kuşamda, yeme içmede hatta dini konularda aşırı uçlara savrulmak hem insana hem de topluma zarar vermektedir.
    Yüce Allah ‘Gerçekten biz her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık’ (Kamer/40) buyurmaktadır. Havayı oluşturan gazların oranında ve dünya üzerinde yaşayan kadın erkek nüfusundaki denge bu konuda ilk akla gelen örneklerdir. Ayrıca ‘O Allah ki seni yarattı, seni düzgün ve dengeli kılıp ölçülü bir biçim verdi’ (İnfitar/40) ayetiyle de biz insanların vücut yapısında da bir dengenin gözetildiğini buyurmaktadır. Bu noktada da insanın boyunun uzunluğu ile vücut azalarının boyutları arasında bir dengenin olduğu insanın kendisi tarafından müşahede edilmektedir. Alemlerin yaratıcısı yaratılıştaki bu dengeyi ifade ederek ölçülü ve dengeli yaratılmış insandan söz ve davranışlarında dengeli olmasını istemektedir.
    Allah (cc) Cuma suresinde ‘Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır’ buyurduktan sonra bir sonraki ayette ‘Namaz kılındı mı artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasip arayın…’ buyurarak inananların dünya ahiret dengesine dikkat ederek hayatlarını sürdürmeleri gerektiğini ifade etmektedir.
    Pek çok ayette Allah müminlerin infak etmelerini, kendilerine sunulan imkanlardan ihtiyaç sahibi insanları istifade ettirmelerini ister. Ancak infakta bulunurken de itidalli olmalarını, ölçüyü kaçırmamalarını emreder. ‘Yine o iyi kullar, harcama yaptıkları zaman ne saçıp savururlar ne de cimrilik ederler, harcamaları bu ikisi arasında makul bir dengeye göre olur’ (Furkan 67) ayeti bu konuda da ölçülü olmamız gerektiğini bize gösterir.
    Müslüman sevgisini gösterirken veya buğzederken de ölçülü olmalıdır. Hz. Peygamber ‘Bir kimseyi günün birinde aranızın açılabileceğini hesaba katarak sevin. Buğzettiğinizde de günün birinde dost olabileceğinizi düşünerek buğzedin’ (Tirmizi) buyurarak bir müslümanın müslüman kardeşine beslediği duygularda dahi dengeli olması gerektiğini bizlere ifade etmektedir. Güncel bir örnek verecek olursak Türkiye’nin dış politikada hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkilerini dengeli bir şekilde devam ettirmesi insanlığın karşılaştığı tahıl sevkiyatı gibi bazı problemlerin çözümüne vesile olmuştur.
    Bugün insanlığın yaşadığı iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi tehditler biz insanların dengeyi bozan faaliyetlerinin neticesi olarak ortaya çıkıp yaşamımızı tehdit etmektedir. Bizler din-dünya ilişkilerimizde de ölçüyü kaçırır, dengeyi bozarsak bu durum ahirete dönük felaketimize neden olur.
    Hz. Peygamber ‘Aşırı giden helak olur’ buyurarak ifrat ve tefritten uzak durulmasını, denge üzere yaratılmış insanın dengeli davranmasının menfaatine olduğunu ifade etmişlerdir.
 Mustafa ER / Ortahisar İlçe Vaizi