Maç kadrosu açıklandığında herkesin ters köşe olduğu müsabaka öncesinde türlü türlü senaryolar dinledik. 5 günde oynayacağımız iki maçın ilk ayağında maalesef kaybettik.
Kaybedilen maçı ikiye bölerek değerlendirmek lazım;
İzlemeye alıştığımız ilk 11'den 4-5 farklı oyuncuyu saha görünce, acaba kupa maçı öncesi rotasyon mu, yoksa bir plan dahilinde yapılmış tercihler mi diye sorduk kendimize. Benim kişisel fikrim, oyuncu tercihlerinin kurgulanmış oyunla paralel olduğu yönünde...

Oyun gücü ve oyuncu kaliteleri bu ligin üzerinde olan rakibe karşı durabilmenin "rakip kadar koşmak, birebirleri iyi oynamak ve geçişleri hızlı yapmaktan" geçeceğini düşünen Fatih hocanın, ilk 45 dakikada istediğini aldığını düşünüyorum.
Orta alanın merkezinde Mendy-Lunstram ikilisine, iki kanat Mustafa ve Visca'nın savunma katkıları da eklenince, Galatasaray'ın merkez üstünlüğü ortadan kalktı. İlk 45 dakikadaki doğru ön alan baskısıyla rakibin topu merkeze oynamasını engelleyen Trabzonspor, merkezden delinmeyince oyunun kontrolünü eline aldı. Rakibin tek opsiyonu olan savunma arkası toplarda Batagov ve Okay ile doğru ve dengeli bekleyince, skoru yakalama ihtimali lehimize döndü. Visca ve Mendy ile değerlendirilmeyen iki pozisyonun dışında Okay'ın direkte patlayan kafa vuruşu ve veril(e)meyen ve komik şekilde VAR dan ofsayt ile dönen pozisyonlar toplandığında, en az 3 fark ile soyunma odasına gidilebilecek maçta skoru yakalayamadık.

İkinci yarıda 15 dakikalık periyot ile ilk devredeki doğru ve kontrolü bizde olan oyun devam etti. Son 30 dakikalık oyun kazanmaya yetecek bir oyun görüntüsü vermezken, bunda mutlak 3 puana ihtiyacı olan rakibin tüm kozlarını sahaya sürmesi de etkili oldu. Topa daha çok sahip olan, baskıyı kuran, kanatlardan zorlayan rakip duran toplarla tehlike sinyalleri verirken, Trabzonspor'un "geliyorum" diyen gole reaksiyon gösterememesi maçın en olumsuz anlarıydı. Peş peşe gelen duran toplarda, "30 milyon euroluk futbolcu" rakibi nasıl karşılayacağını, kucağına nasıl alacağını bilmiyorsa, geçmiş olsun.
Tabelada geri düşen Fatih hoca kulübeden içeriye hamleler yapsa da rakibi sıkıştıracak oyunu tutturamadı.

İlk 60 dakikalık oyun ile hem oyuncu kadrosu, hem teknik ekip kurgulanan oyunu sahaya başarılı şekilde yansıtırken, topu üç direk arasından geçirememek ve son 30 dakikada ümit vermeyen oyun ve oyuncu performansları hayal kırıklığı yarattı. Sonuç olarak; belli bir süre yolunda giden planla skor alamayan Trabzonspor,daha kaliteli oyuncu grubuna karşı kaybetti.

Hafta içi "sezonun finali" niteliğindeki maçta, bu maçtan daha farklı oyuncu grubuyla oynayacak Trabzonspor'u çok daha zorlu bir maçın beklediğinin bilinmesi gerekir. Önemli olan, kaliteli ve her an skoru değiştirebilecek oyuncu grubuna sahip Galatasaray'a karşı fırsatları heba etmemek gerek.
Her maçın hikayesi ayrıdır. Hafta içi nasıl bir hikaye okuyacağımızı bekleyip göreceğiz.

Dip Not; Bizim stadyumun akustiği çok kötü. O yüzden ses dağılıyor. Akustiği iyi olan tek yer misafir tribünü. Allahım, gülermisin? Ağlarmısın?
Kalın sağlıcakla...