Bu yönetim artık dikiş tutmaz KONGRE YAPMALI!
Spor kulüplerinde başkanlık, yöneticilik yapmak her taraftarın hayalidir. Bir şekilde tuttuğu takımın maçlarını izlemek için tribünlerde yer almış her birey, bir gün, o kulübü yönetmek, doğru hamlelerle birlikte hayallerini süsleyen büyük başarılara ulaşmayı ister. Bu milyonlarca taraftar arasında bir yandan ekonomik, diğer yandan spor kültürü ve hayatın her alanında liyakat esasına göre kendilerini geliştirenler, kurdukları hayallere kavuşurlar. Yani tarafı oldukları kulübün artık yönetiminde ya da başkanlık koltuğundadırlar. Bu onlar için inanılmaz bir haz aracıdır. Gurur kaynağıdır. Bir kulübün koşulsuz taraftarı olmak ve hiçbir çıkar gözetmeksizin hizmet etme arzusundaki insanlar için yönetimin içinde yer almak bir hizmet amacı taşıdığı için artık dünyanın en mutlu insanları olarak kendilerini kabul edebilirler. Ancak bir kulübe sadece hesap yaparak, kendi ikballerini düşünerek, kartvizitlerinde bir de önemli kulübün başkanlığı ya da yöneticiliğini yaptığına dair apolet için göreve talip olanlar açısından durum tam tersidir. Onlar için kulübe hizmet etmek, bilgi birikimini ona aktarmak dertleri değildir.




BİRBİRİNİ DÜŞMAN GÖREN YÖNETİCİLERLE HAYALLER GERÇEKLEŞEMEZ
Yönetiminde ya da başkanlık koltuğunda oturan insanlar, sorumluluk üstlendikleri kulübün tarihin en büyük rezaletlerini yaşasa da umurlarında olmaz. Bu noktada Trabzonspor’da yönetimde yer alan isimleri bu ikinci kategoriye koymak istemem. Ancak şu ana kadar ortaya koydukları tavır, davranış, icraatlar ne yazık ki bilgiden, görgüden, saygıdan, ekip ruhundan tamamen uzak görüntünün yansımasından başka bir şey değildir. Trabzonspor o kadar sorunludur ki, bu kulüp sadece başkan ve yönetenlerinin aklı, emeği ya da mesaisiyle bile ayağa kalkamayacak kadar devasa sıkıntılar vardır. Bu sıkıntılardan kurtulmanın yolu da camia aklını tümüyle kullanmaktır. Ne yazık ki şu andaki yönetimin bütünsel olarak böyle bir derdi yoktur. Hatta Başkan Muharrem Usta, Teknik Direktör Ersun Yanal ile birlikte her türlü eylem kararını verdikleri ve uyguladıkları anlatılıyor. Gerçekten böyleyse acı… Zaten bu durumda Muharrem Usta ekibinde yer alan diğer yöneticilerin görev başında olmasının hiçbir esprisi yoktur. Ve durum buysa, o yöneticiler hala koltuklarda oturuyorlarsa demek ki Trabzonspor gibi bir dertleri yoktur. Aslonan sadece koltuk sevdasıdır.
BAŞKAN USTA YA UÇURUMU YA KURTULUŞU TERCİH EDECEK
Bir defa şunun altını kesin ve kalın çizgilerle çizmek isterim ki bu yönetim 2016 yılının Aralık ayında seçimli genel kurula gitmeliydi. Etik olan buydu. Ne yazık ki İbrahim Hacıosmanoğlu gibi bir ismin açtığı yoldan gitmeyi yeğlediler. Hülleyi meşrulaştırma gayreti içinde hareket ettiler. Peki bunu yaptılar da neyi başardılar ki? Bir kere kesinlikle ilke merkezli olarak oluşmamış olan yönetim adeta ortadan ikiye bölündü. Birkaç isim istifa etti, kimi görevlerini bırakmayı yeğledi. Ama son dönemlerde özellikle Trabzon ve İstanbul kanadı arasında öylesine bir sevgisizlik, hoşgörüsüzlük oluştu ki, bunu nefret duygularıyla bile açıklamak mümkün. Peki bir birinden nefret eden, karşılıklı olarak birer kelime bile etmelerini dahi istemeyen böyle bir yönetim kurulu üyeleriyle Trabzonspor’un sağlıklı yönetilmesi mümkün mü? Kesinlikle hayır! İstanbul ve Trabzon’dan Başkan Muharrem Usta’ya da tavırlı olan bazı yöneticiler kendi aralarında toplanarak izleyecekleri yol haritalarını belirlediklerine dair iddialar, bu hafta başında eski başkan Sadri Şener ile verilen pozlar hiç de yenilir yutulur değildir. Amaç bellidir. Usta ve şu anda birlikte hareket ettiği yöneticilere gözdağı vermek istenmektedir. Bu yanda da Asbaşkan Ahmet Çubukçu, başkanın ortağı olduğu hastanenin baş hekimidir. Yani ağzıyla kuş tutsa onun sözünden çıkamayacağına dair algıyı yok etmesi mümkün değildir. Bu noktada da çözüm bellidir. Bunun için yapılması gereken bana göre Başkan Muharrem Usta’nın ligin bitimiyle birlikte kongre kararı almasıdır. Trabzonspor’un ihtiyaçlarını, kurtuluş reçetesini, bu camianın akil insanlarıyla birlikte yeniden yazarak, yeni bir yönetim oluşturmasıdır. Bu yönetim tamamen kulübün olması gereken ama uzun zamandır unutulmuş olan ilkeleri etrafında fikir birliğiyle yola çıkmalıdır. Sonra da tekrar aday olup, üyelerden oy istemesidir. Tabii ki karşısına çok güçlü adaylar da çıkabilir. Kazanma şansı olduğu gibi seçimi kaybetme riski de vardır. Ancak en azından kazandığında Trabzonspor’a gerçek bir sıçrama sağlayacak, liyakatla belirlenmiş yeni yönetimle yola devam etme ve asıl amaca ulaşma şansı yakalayabilir. Bugünkü birbirlerini düşman gören yöneticilerle birlikte varılacak nokta uçurumdur. Seçim de Sayın Başkan’ındır… Yani ya uçurum, ya kurtuluş!