Trabzon’da turizm adına tuhaf işler oluyor.
Bir yandan Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü sürekli polemiklerin odağında tartışılırken diğer yanda, Turizm İl Müdürlüğü’nün pek de içinde olmadığı yapılarla ilin turizmine katkı sağlanmaya çalışılıyor.
Bir de turizme CEO atanması meselesi tartışılıyor.
Turizmin ildeki en büyük CEO’su Kültür ve Turizm İl Müdürü’dür.

İl müdürü ve Vali ortak akılla tüm projeleri hayata geçirirken şehrin diğer paydaşları, Belediyeler, Ticaret Sanayi Odaları, TÜRSAB gibi turizmin sivil toplum kuruluşları da şehre katkı verirler.
Kaldı ki Büyükşehir Belediye yasalarında kültür ve turizme yönelik belediyelere önemli görevler verilmiştir.
Bu görevler yasal ve resmi görevlerdir.
Yine ilin kültür ve turizmini yönetmek adına bakanı temsilen il müdürü de kanunla görevlendirilip yetkilendirilmiştir.
Ama gel gör ki Turizm Konseyi toplantısında konunun sahibi Kültür ve Turizm Müdürü olmasına rağmen, hadi diyelim Vali mülki amir olarak konuştu ama İl Müdürlüğü’ne de kürsüde söz hakkı verilmeliydi.
Bu arada Konsey’in yapısına bakıldığında bu kentin turizmini bugünkü noktaya getirmede emeği geçen resmi görev almış ve sektörden temsilciler orada var mıydı bilmiyorum.
Masada değil de sahada olanların düşünceleri de çok önemlidir.
Kırsal turizme önemli katkılar sağlamış yerel girişimciler de var mıdır bu oluşumda?
Yoksa bu bir eksikliktir.
Ayrıca konsey üyeleri kimlerden oluşuyor. 
Konseyin yapısı, yaptırım gücü nedir?

Devlet yapısı içinde CEO diye bir kadro  var mıdır?
Varsa da adları CEO değil Danışman ya da müşavirdir.
Kültür ve Turizm İl Müdürlüklerinin oldum olası taşra teşkilatlarında uzman isimlerin istihdamı sorunu vardır.
Bu bir gerçektir.
Mesela bakanlık illere Turizm Uzmanı ataması yapmamaktadır.
Merkezde görevlendirilen bu uzmanlar, ülke turizminde önemli açılımlara yönelik projelerde çalışırlar.
İl müdürlüklerinde de görevlendirilmesi gereken bu tür uzmanlar, yöreye özgü kültür ve turizm değerlerini, kapasitesini daha da ileri seviyeye taşıyacak projelere önemli katkı sağlayabilirler.
Düşünsenize Karayolları Bölge Müdürlüğü’nde inşaat mühendisi, Tarım İl Müdürlüğü’nde ziraat mühendisi yok. Onun gibi bir şey kültür ve turizm uzmanlarının olmayışı il müdürlüklerinde.
Önce Kültür ve Turizm İl Müdürlükleri kadro kalitesi anlamında güçlendirilmeli.
Kentin ve turizmin diğer bileşenleri de bu güçlü yapıya destek olmalı.
Bir de unutulmamalı, turizm her ne kadar ticari bir iş olsa da yasalara bağlı yürütülmesi gerekir, faaliyetlerini düzenleyici kurum da Kültür ve Turizm Bakanlığı’dır.
CEO’lar filan ancak fikir üretir. Uygulama bakanlık ve teşkilatınca yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yerine gelir.
Trabzon’da çok tartışılan konular içinde turist sayıları da var.
Turist kime denir önce onda anlaşmak gerekir.
Okullarda, turisti gezip görmek amacıyla bir yerden bir yere giden ve harcama yapan kişiye turist denir diye çok basitte olsa tanımı yapılır.
Mesela bir kişi Trabzon’dan kalkıp Bayburt Baksı Müzesi’ne ziyarete gitse o kişi turist midir?


Kimine göre değildir, kimine göre de turisttir.
Turistin sayı olarak hesaplanmasında kriterler konaklama, müze ve ören yerleri ziyareti, havaalanları iç ve dış hatlar, varsa deniz taşımacılığı yolcu sayıları, kruvaziyer turizmle gelen turistlere ait yolcu sayıları yer alabilir.
Ama bu hesaplamalarda iç içe girmiş sayılar vardır.
O yüzden, konaklama, müze ve ören yerleri ziyaretleri, gelen yolcu sayıları ayrı ayrı sınıflandırılarak istatistik tutmada yarar vardır.
Yatırımcı hangi rakamı baz alırsa alsın kafasında bir fikir mutlaka oluşur.
Hiçbir yatırımcı yatırımını en kısa sürede finanse etmeyecek işin içine girmez.
Bu yatırımcıların geleceğe yatırım yapmak gibi de stratejiler vardır.
Trabzon ünlü markaların tercih edip yıldızı bol konaklama tesislerinin yapıldığı bir kent olmuşsa turizmde parlayan yıldız olarak görüldüğündendir.
CEO lazım mı?
Kültür ve Turizm’e devletin müdürü bir atansın hele gerisi kolay.
Bizde CEO (Chief Executive Officer); her konunun CEO'sunun hadi Türkçe ismiyle konuşalım “birbilen”inin çok olduğu Trabzon'da, CEO'dan bol ne var?
Bu ilde turizm master planları yapılırken CEO mu vardı?
Bir işi ne kadar yayıp, yeni bürokratik yapılar oluşturursan o kadar az verim alınır.

TRABZON SANATIN HER TÜRLÜSÜNÜ SEVİYOR

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü’nce gerçekleştirilen konserlerle Trabzon farklı bir sanat etkinliği ile buluştu.
Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel’in hayat öyküsünün yer aldığı konser başta olmak üzere sahnede seslendirilen Türk Müziği’nin sevilen eserleri izleyiciler tarafından beğeni ile karşılandı.
Ortahisar ve Akçaabat Belediyeleri ile birlikte Trabzon Valiliği’nin desteklediği konserlere büyük ilgi gösterildi.
Geleneksel hale getirilen konserlerin Trabzon’da sahnelenmesinde koordinesinde önemli bir emeği geçen Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Feyhan Yavuz Kurnaz hem sanatseverler hem de sanatçılar tarafından kutlandı.
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in kültürel faaliyetlere verdiği önem bu konserlerde bir kez daha görülürken, sahnede Maçka’ın  “sen yağmur ol ben bulut Maçka’da buluşalım” meşhur türküsünü sanatçılarla okuması da salonda ayrı bir hava yarattı.


Geleneksel hale gelen bu tür konser ve kültürel etkinliklerin sürdürüleceğini belirten Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü yetkilileri de Trabzon’dan çok memnun ayrıldıklarını belirttiler.
Trabzon Opera ve Bale Günleri bu yıl Covid-19 un gölgesine rağmen muhteşem iki konserle gerçekleştirildi.
Büyük usta Aşık Veysel’in hayatının şiirlerle türkülerle opera ile birleşmesi büyük ustanın evrenselliğini bir kez daha ortaya koydu.
4 yıl Trabzon’da Opera Bale Günleri’ne emek veren festival başkanı Ankara DOB Sanatçısı Arzu Gürerk Sugüneş, Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Ortahisar Belediyesi ve KTÜ ile birlikte yürüttükleri Opera Günleri’nin  Büyükşehir ile birlikte uluslararası bir festivale dönüşmesinin sanat kenti Trabzon’a çok yakıştığını bu süre içerisinde Trabzonluların sanatı ve sanatçıyı seven bir kent olduğunu hissettiklerini  belirtmekte.
Uluslararası festivalin hem Trabzon’a hem sanata hem sanat kimliğine çok şey katacaktır.
Evet, Covit 19 tedbirlerinin de en üst seviyede alınarak gerçekleştirilen Trabzon merkez ve Akçaabat ilçemizde de sahnelenen kendi öz müziğimizi farklı tarzda sunarak izleyiciler tarafından da takdir edilen bu tür faaliyetlerin bakanlık ve yerel yönetimler sayesinde uluslararası boyutlara taşınacağına inanıyoruz.
Çünkü Trabzon’da bu potansiyel her zaman vardır.

“ABİ YİNE YAPMADILAR DEĞİL Mİ?”

Karşı kaldırımdan bir ses: “Abi yine yapmadılar, değil mi?”
Evet yine yapmadılar.
Tabakhane yokuşunun başında bulunan tarihi binanın hemen karşı kaldırımından yürürken, her zaman olduğu gibi ya da eski görev alışkanlığından ötürü tescilli tarihi yapı olan eski Sağlık Merkezi’ne doğru bakıyordum.
Atatürk’ün de ziyaret ettiği ve bir zamanlar sağlık hizmetlerinde kullanılan ama bugün kaderine terkedilmiş bulunan binanın tarihi merdivenlerinin sokakla birleştiği noktada tanıdık bir ses bana doğru sesleniyordu: “Abi yine yapmadılar değil mi?” diye.
Evet yapmadılar, yapıp yapmayacaklarını da bilmiyoruz.
Ondan da öte bunca yayına rağmen bir yetkili de çıkıp nezaketen de olsa, “Binayı restore etmek için çalışmalarımız sürüyor ya da ödenek bulduğumuzda binanın restoresine başlayacağız.” gibi bir açıklamada da bulunmuyor.
Evet biz yine hatırlatacağız.
Karşı kaldırımdan geçerken binanın giderek daha da kötüleşen durumuna üzülürken, duyarlı dostlar da tarihe tanıklık etmiş kaktüs çiçeklerinin hemen altından geçen kaldırımdan bize seslenecek: “Abi yine yapmadılar değil mi?”
Yaparlar inşallah.