Şundan eminim ki Trabzonspor maçlarında VAR monitörünün başına giden her hakem, mutlaka Trabzonspor aleyhine bir sonuç çıkartabilmek için futbolun bütün kurallarını uysa da uymasa da kullanmak istiyor.

Şu VAR’ın başına geçen hangi hakem olursa olsun, bir kere olsun Trabzonspor lehine bir kararla o monitörden dönmedi.

Halbuki VAR çıktıktan sonra ilk beş yılda düzgün yönetilen VAR sayesinde en fazla puanı Trabzonspor toplamıştı. İşte bunu fark eden futbolun haramileri, o yüzden VAR’ı manipüle ettiler.

İlk yarıda Augusto’nun buz gibi golüne ofsayt çalan hakem, 50. dakikada kaleciyle karşı karşıya kalan Augusto’nun şutu gol olmasın diye inanın içimden dua ettim. Kesinlikle emindim ki Augusto o golü atsa, VAR hakemleri gol öncesi Pina’nın penaltı yaptırdığına hakemi ikna edip attığımız ikinci golü dahi iptal ettirip üstüne de penaltı bile yedirirlerdi Trabzonspor’a.

Yani bu derece hakemlerden yıldık ve bıktık.

Hele maçın sonlarına doğru Onuachu’nun kafasına tekme atan Antalyasporlu futbolcunun pozisyonu… Bu akşam Trabzonspor değil de herhangi bir başka takım olsa kesin penaltıydı. Ama Trabzonspor olunca “vurun öldürün, nasılsa cezası yok.”

Üçüncü hafta sonunda gol yemeden, atılan tek golle kazanılan bir üç puan Trabzonspor için büyük nimet.

Her haliyle mükemmel bir ilk yarı oynayan Trabzonspor, ikinci yarıda Tim’in sakatlanıp oyundan çıkmasıyla resmen döküldü. Mendy sanki futbolu kafasında bitirmiş. Savruk, dağınık ve dikkatsiz.

Bu kadar kompakt, bu kadar güzel bir top çeviren takıma kreatif bir orta saha virtüözü koyamazsa, bu yönetim resmen bu takımın hakkını yemiş olur.

Her şeyden öte, kesinlikle ederi ve fiyatı tespit edilemeyen bir kaleciye sahip Trabzonspor. Uğurcan Çakır ışıl ışıl parlıyor ve kazanılan her puanda altın değerinde emeği var.

Trabzonspor, Fatih Tekke’nin elinde çok başarılı bir defans yapıyor. İleri hat futbolcuları da iyi ve yeterli.

Ligin başlarında mükemmel oyun bekleyemezsin. Tek gerçek başarı ölçütü kazanılan puanlardır ve bunu da Tekke çok güzel başarıyor.