"Kötü komşu insanı mal sahibi yapar" sözü gerçekten cari bir söz. Almanya bize silah vermeyecekmiş. Diğer bazı batı ülkeleri da benzer kararlar almışlar.

İçimden sağolun demek geliyor. Savunma sanayinin milli olmasının bir beka meselesi olduğunu biz yeni öğrenmedik. Kıbrıs savaşında başımıza düşen taş aklımızı bir nebze geri getirmişti. Şimdi bu ikinci taşla umarım cin gibi oluruz.

Hava savunma sistemlerinden konvansiyonel silahlara kadar bir gıdımlık dışarıya bağımlılık hissetmeden kendi ihtiyacımızı karşılarız.

Anadolu coğrafyası bereketli bir ana kucağı olsa da bu ana kucağındaki kundaklık bebeklerin mukadderatı her daim tehdit altındadır. Bunu bilip ona göre vaziyet almak bu topraklara bağlı her kişinin görevidir.

Ülkenin yönetimini elinde bulunduranlar bu topraklarda yaşamanın bedeli olduğunu bir an bile unutmamalıdır.

Yani milli savunmanın teçhizatları konusunda en üst teknolojiyi kullanarak gereken silahları yapmak durumundadır. Bu konuda reklamsız hamlelerle kimseyi ürkütmeden bölgenin hatta Avrupa'nın bir numarası olacak hamleleri yapmaları zaruridir.

Tanksa tank, topsa top, füzeyse füze ne ki lazım onları imal edecek bir seferberlik hali başlatılmalıdır. Birçok girişim olduğunu biliyoruz. Üretimi tamamlanmış silahlar da var ama asla yeterli değildir.

ASELSAN'ın bizi mutlu eden üretimlerini biliyoruz. Ama öyle şeyler üretmeli ki bize diş bileyen kişiler dişlerini sıkarak kendi kendine dökmelidir.

Deniz, hava, kara bütün unsurları güçlendirilmiş bir ordu sadece Türk milletinin menfaatlerini gözetmeli, içinde bir daha bir kişi bile olsa paralel unsur barındırmamalıdır.

Türk milletinin seçtiği iktidarlardan başka iktidarlara biat eden bir ordunun nasıl bir felakete neden olduğunu gördük. Bir daha böyle bir durumla karşılaşmamak için orduya insan alınırken çok dikkatli olunmalı, Türklükle sorunu olan odaklardan katiyetle uzak durulmalıdır. Zira eline silah verdiğin kişi kendi evladından bile emin olmalıdır.

Teknikle,  fenle bu çağda ayakta kalınır. Hele düşmanların her türlü donanıma sahipse senin onları yaklamak için bir saniyeyi boş geçirmemen bir zarurettir.

"Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini/Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini..."  Dememek için iktidar muhalefet demeden artık sinelerin bir atma vakti geldi de geçiyor bile.